Ana içeriğe atla

Kaya tuzlarında ne kadar mineral bulunur

B
azıları kaya tuzunun sofra tuzundan daha az sodyum içerdiğini, daha az tuz olduğunu iddia ediyor, bazı insanlarsa kaya tuzunu tercih ediyor çünkü daha az işlenmiş ve daha "doğal" geliyor. Çankırı, Iğdır gibi yerli kaya tuzlarından ziyade Himalayalar'a yakın olan madenlerden gelen kaya tuzuysa özellikle çok satıyor. Peki, o şık pembe Himalaya tuzu hepimizin kullandığı normal beyaz tuza kıyasla gerçekten sağlıklı mı?

Tuz iki önemli elementin önemli bir kaynağıdır: Cl- klor ve Na- sodyum. Bunlar özellikle insan ve hayvanların yaşamak için - OCHN: oksijen, karbon, hidrojen ve nitrojenden sonra en çok - ihtiyaç duyduğu hayati minerallrden ikisidir. Klor ve sodyum bir araya geldiğinde, sodyum klorür yani sofra tuzunu oluştururlar. Klor, izotop adı verilen biraz farklı versiyonlarda gelir. En yaygın olanları, farklı ağırlıklara sahip "35 Cl" ve "37 Cl"dir. Bu karışım nedeniyle, 100 gram saf tuzun yaklaşık 39 gramı sodyum ve yaklaşık 61 gramı klordur. Tuz, süper ince tozdan küçük kristallere kadar farklı boyutlarda gelir. En yaygın kullanılanı ekstra işlemden geçen sofra tuzudur. Bu işlem sırasında iyotça zenginleştirmek için biraz potasyum iyodür, tuzun topaklanmasını önlemek için sodyum alüminosilikat, magnezyum karbonat gibi katkı maddeleri eklenir. Daha az işlenmiş kristal kaya tuzları ise halit adıyla bilinir. Halit adı aslında "tuz" anlamına gelen Eski Yunanca ἅλς /háls dan gelir. Halit sodyum ve klor elementleri haricinde mineral izleri içerir.

Türkiye'nin çeşitli bölgelerinden alınan kristal kaya tuzlarının majör ve eser element içerikleri karşılaştırılarak incelendiğinde örneğin Çankırı kaya tuzunda % 65.67 klor, % 29.40 sodyum bulunur, başka deyişle 100 gram tuzun en az 95 gramı saf sodyumklorür sofra tuzudur. Geriye kalan 5 gramında büyük çoğunluğunu O -oksijen ve daha az miktarda Ca- kalsiyum oluşturur. Himalaya tuzu ise pembe rengini veren Fe - demirin biraz fazla olması vesilesiyle oldukça popüler durumda.

Himalaya tuzuna ait bu grafik, elektronlarla çarpıştırılan bir maddenin yaydığı X-ışınlarını ölçerek o maddenin içindeki elementleri tanımlamaya yardımcı olan bir teknik EDX (Enerji Dağıtıcı X-ışını) analizini gösteriyor. EDX analizinde X ekseni, X ışınlarının enerji seviyelerini kiloelektron volt veya keV olarak gösterir, her elemente özel keV noktası o element için parmak izi işlevi görür ve hangi noktanın hangi elemente karşılık geldiğini gösterir. Y ekseni ise her enerji seviyesinde yani her bir elemente karşılık gelen noktada tespit edilen X-ışınlarının yoğunluğunu gösterir, kısaca numunede her bir elementten ne kadar bulunduğunu belirtir. Doğrudan gram veya miligram cinsinden miktarı söylemez ancak farklı elementlerin konsantrasyonunun göreceli bir ölçüsünü verir.
Pakistan'daki Khewra madenlerinden Pembe Himalaya tuzunda mineral içeriği

Aşağıdaki tabloda verilen bu elementlerin değerlerini şöyle bir incelersek, tüm içeriğin %95 inden fazlasını oluşturan sodyum ve klor haricindeki içeriğin ne kadar az miktarda olduğunu, bir yetişkinin günlük ihtiyacı olan mineral değerine göre ne derece önemsiz kaldığını görmek mümkün. Tablodaki değerler ppm -parts per million, yani milyonda bir parça cinsinden. Bu miktar büyük bir küvetin aldığı 50 litre suda ki 1 damladır. Yahut 1 ppm lik bir tuz çözeltisini düşünecek olursak bu, 1000 litre suya karıştırılan 1 g tuza denk gelir.

Tuzların kimyasal yapısını inceleyen çalışmalar çeşitli Himalaya tuzu ve beyaz kristal tuzların kimyasal içeriğini karşılaştırmalı gösteriyor. Bir çalışmda dört marka Brezilya deniz tuzu ve üç marka Himalaya tuzu analiz edilmiş. Brezilya tuzlarının ana elementler sodyum ve klor dışında bazı markalarda çok az miktarda magnezyum, alüminyum, potasyum, brom ve stronsiyum izleri bulunmuş. Yalnızca bir markada fark edilir miktarda demir saptanmış. Bir markanın kristal tuzuyla rafine sofra tuzunu karşılaştırdıklarında, rafine tuzda daha az kükürt, kalsiyum ve stronsiyum, çok daha fazla silisyum tespit edilmiş, ki bu da muhtemelen işleme sırasında eklenen topaklanmayı önleyici maddelerden kaynaklı.

Çalışmada pembe Himalaya tuzlarında Brezilya tuzlarına kıyasla daha fazla magnezyum, potasyum, kalsiyum ve demir tespit edilmiş. Himalaya tuz kristallerindeki demir miktarı beyaz kristallere kıyasla yaklaşık 60 kat daha fazla. Beyaz Himalaya tuz kristalleri ise Brezilya tuzlarından daha az stronsiyum içerği dışında oldukça benzer bulunmuş. Aslında beyaz tuz nereden gelirse gelsin, magnezyum ve demir gibi bu ekstra eser elementlerden daha da fakir olduğu sonucu malum.

Kristalize kaya tuzları ile ilgili bir başka popülarite nedeni ise tanımlanan 92 eser elementin 84'ünü içerdiğidir. Bu demek oluyor ki kaya tuzları demir, magnezyum, potasyum gibi vücut için gerekli minerallerin yanında uranyum, arsenik, kadmiyum, kobalt, cıva, manganez, nikel, kurşun gibi radyoaktif veya toksik olduğu bilinen elementleri de içerebilir. Buna karşın, yararlı olsun zararlı olsun bu elementlerin konsantrasyonu çokçok azdır. Çalışmlarda incelenen tuzlarda sodyum klor harici elementlerin miktarı ölçüldüğünde, en fazla miktarda bulunan elementlerin bile % 0.1 düzeylerinde ancak olduğu yayınlanmıştır.

Evet, kaya tuzlarında, pembe himalaya tuzunda birkaç ekstra mineral var - mesela pembe rengini veren biraz demir gibi ve belki biraz daha çeşitli başka mineraller. Ama mesele şu: o ekstra mineraller gerçekten çok küçük miktarlarda ki, önemli bir fayda sağlamaları pek olası değildir. Örneğin, Himalaya tuzundaki potasyum veya magnezyum miktarı o kadar azdır ki, bu besinlere yönelik günlük ihtiyaçlarınızı karşılamak için gerçekçi olmayan miktarda tuz tüketmeniz gerekir. Tuz türleri temel olarak sodyum klorürden oluşur ve sodyum içeriği oldukça benzerdir. Bu nedenle, Himalaya tuzuna geçmek sodyum alımınızı önemli ölçüde azaltmayacaktır. Ayrıca, o normal sofra tuzuna genellikle iyot eklenir ve bu da vücudumuzun kesinlikle ihtiyaç duyduğu bir şeydir. Yani, Himalaya tuzunun havalı bir rengi ve biraz ekstra malzemesi olsa da, iyi eski sofra tuzuyla karşılaştırıldığında düşündüğünüz kadar büyük bir sağlık getirisi olmayabilir.

Sonuç olarak, sofra tuzu ile Himalaya tuzu arasındaki seçim kişisel tercihe bağlıdır. Himalaya tuzunun tadını veya duruşunu seviyorsanız, mutfağınız için hoş bir görsel olabilir. Ancak, daha sağlıklı seçenek arıyışındaysanız, genel sodyum alımını iyileştirmeye ve yeterli iyot tüketimini sağlamaya odaklanmak, bir tuz türünü diğerine tercih etmekten daha önemlidir.

Kaynaklar ve İleri Okuma:

Avci, H., Oglakci, M., Bulcar, K., & Alma, M. H. (2024). An investigation on thermoluminescence properties and kinetic parameters of Çankırı rock salt. Radiation Physics and Chemistry, 225, 112151.

Kuhn, T., Chytry, P., Souza, G. M. S., Bauer, D. V., Amaral, L., & Dias, J. F. (2020). Signature of the Himalayan salt. Nuclear Instruments and Methods in Physics Research Section B: Beam Interactions with Materials and Atoms, 477, 150-153.

Anjum, M. I., ur Rehman, S., Kakakhel, M. B., Siddique, M. T., Mahmood, M. M., Hayat, S., & Ahmad, K. (2022). Thermoluminescence study of Pink Himalayan salt from Khewra mines, Pakistan. Journal of Luminescence, 252, 119329.

Ercoşkun, H. (2023). Impurities of natural salts of the earth. Food Additives & Contaminants: Part B, 16(1), 24-31.

Ezgin Yetiş, Murat Eroğlu, Bekir Eskici, Mahmut Gür, Kıymet Deniz & Yusuf Kağan Kadıoğlu. (2023) Investigations of Painting Techniques: Edirne Süleyman Pasha Mosque Wall Paintings. Studies in Conservation 68:4, pages 418-431.

Kiymet Deniz & Yusuf Kagan Kadioglu. (2023) Geochemistry of salts and the effect of trace elements on human health: Turkey salt resources. International Journal of Environmental Analytical Chemistry 103:17, pages 5082-5100.

Uyarı Bu web sitesinin içeriği bilgilendirme amaçlıdır ve kişisel tıbbi tavsiye verme amacı taşımaz. Sağlığınızla ilgili tüm sorularınız için sağlık uzmanına başvurmalısınız.

hayatboyubeslenme Hayat Boyu Beslenme

En çok okunanlar

Stresle başetme: Huzuru bulmanın yolu

「 Çözüm roket tasarlayıp fırlatmakta yada bilimde teknolojide değil. Özgüvende cesarette bile değil. Çözüm akılda, kalpte, gönülde. İnanç her neredeyse çözüm orada. Hapsolmuş, kaybolmuş, yalnız çaresiz kalmış, yolunu şaşırmış insanlığın çözümü.. 」

Hayat Boyu Beslenme: Bilinmeyen

「 Tek gerçek bilgelik, hiçbir şey bilmediğini bilmektir. 」

Bilinçli yemek: Aralıklı açlık nedir nasıl uygulanır

Son dönemin en çok araştırma yapılan konulardan biri de açlık . Çoğunluğu hayvanlar üzerinde denenmiş olmakla birlikte çalışmaların verdiği sonuçlar açlık hakkında daha olumlu düşünmeye teşvik ediyor. Daha çok insan temelli araştırmaya ihtiyaç olduğu kesin. Fakat eldeki verilerin önemli bir kısmı en basit ifadeyle, aralıklı açlık ile iyileşen insülin duyarlılığı, azalan büyüme horomonu ve insülin benzeri büyüme faktörü 1 ( IGF-1 ) olduğunu gösteriyor. Bu da daha düzenli kan şekeri, daha az yağ tutulumu ve daha az yaşlanma demek aslında. ( farklı sonuçlar: insülin direnci , artan büyüme hormonu ) Aralıklı açlık nedir? Tıpta aralıklı oruç ( intermittent fasting ), dönüşümlü açlık ve zaman kısıtlı açlık gibi türleri olan bilinçli aç kalma hali. Aslında eskiden beri kültürlerin ve çoğu inancın da bir parçası. Türk kültüründe 'azı karar çoğu zarar' deyişi, Japon adalarında 'hara hachi bunme' (腹八分目) yani 'midenin (onda) sekizlik kısmı' olarak tercüm...

Depreme hazırlıklı olmak: Erken uyarı sistemi

D ünyadaki en yoğun üç deprem kuşağından biri, Alp-Himalaya Deprem Kuşağında yer alan bir deprem ülkesi Türkiye 6 Şubat'a depremle uyanır. Depremden saatler sonra yakın uzak birçok ildeki telefonlarda erken uyarı sisteminin yeni bir deprem ikazı vermesiyle saniyeler içinde sarsıntı başlar. Maraş'ı ikinci yıkıcı deprem vurmuştur.

COVID-19: Hastalıkla ilişkili bulunan kriter

Dünya Sağlık Örgütü ( WHO ) tarafından 11 Mart 2020'de küresel salgın ilan edilen yeni koronavirüs hastalığı ( COVID - 19 ) için aşı çalışmaları ve aşıya karşı çelişkili görüşler devam ederken, insanımıza düşen ilk ve öncelikli tedbir kontrollü sosyal hayattır. Pandeminin getirdiği kısıtlamalar alışkanlıkları ve hayat kalitesi n i farklı şekilde etkilemiş olabilir. Fakat pandemi krizi nde süreci kısaltacak başetme yollarıda yok değil. Koronavirüs, diğer viral enfeksiyonlarda olduğu gibi kronik hastalıkların bulunduğu ve bağışıklık sisteminin zayıfladığı durumlarda daha riskli olabiliyor. Bu riskinin azaltılmasında ve bağışıklığı artırmada düzenli orta düzey fiziksel hareket , uygun beslen m e ve kaliteli uyku yu içeren hayat biçimi nin önemli bir rolü olabilir. Koronavirüs salgını içinde yaklaşan ikinci Ramazan ayında orucun , yeterli sıvı alımı, etkili beslenme ve uygun egzersiz ile desteklenmesi bağışıklık sistemini iyileştirebilir . Şuana kadar kanıtlanmış te...

Göbek yağının tehlikesi ve yağ yakmanın matematiği

B el çevresinde göze çarpan bir yağlanma oluşmaya başlamışsa dikkat! Çünkü bu genişleme insulin direncinden, polikistik over sendromuna (PCOS), depresyona, demansa, uyku apnesine, kalp damar hastalıklarına, karaciğer yağlanmasına, kolon, meme, prostat kanserlerine kadar birçok hayati sorun için ihtardır.

Çay: Demleme şekli ve antioksidan etkisi

Türkiye ve dünya genelinde sudan sonra çay , en çok tüketilen içeceklerden biridir. Camellia Sinensis adlı çay bitkisinin yaprakları; soldurma, fermantasyon, kıvırma, kurutma gibi işlemlemlerden geçirilir. İşlem farklılığını göre beyaz, yeşil, matcha , oolong, siyah ve pu-erh çayları elde edilir. Çayda kafein (tein) ve antihipertansif, karaciğer koruyucu, rahatlatıcı, sakinleştirici etkisi olduğu düşünülen, çaya umami tad veren L-teanin ile birlikte 4000 civarında madde bulunur. Fiziksel ve psikolojik sağlık üzerinde olası etkilerinden dolayı EGCG (epi gallo kateşin gallat) çayın en çok araştırılan bileşenlerinden biridir. Antioksidan kapasitesi yüksek bir bileşik olan EGCG, C vitamininden 20 kat, E vitamininden 30 kat daha aktif tir. Bir flavonoid grubu polifenol olan kateşin ve türevleri (EGCG, ECG, EGC, EC); beyaz, sarı ve yeşil çayın temel bileşenleridir. Çayın kendine özgü acı - buruk tadını verir. Oolong ve siyah çay gibi yarı ve tam fermente çay üretimi için gene...

Bağırsak Beyin: Mikrobiyota nedir ne yapar

Antik Yunanca'da « küçük asa » anlamına gelen bakterilerin çoğunlukta olduğu, ve mantar, arke, virüsleri de içeren mikroorganizma topluluğuna mikrobiyota , mikro biyom yada mikrobiyal ekosistem adı verilir. İnsan mikrobiyotası ilk, anne karnında - doğum sırasında oluşmaya başlayıp yetişkin insanda, insan hücre sayısının 1.3 - 2.2 katına ve 1.5- 2 kilogram ağırlığı ile insan beyni ağırlığına ulaşır. Deri, ağız, burun, solunum sistemi, sindirim sistemi ve ürogenital sistem dahil vücudun iç ve dış bölgelerinde yaygın olarak bulunurken, bağırsak mikrobiyatası insan vücudundaki en kalabalık yerleşim yeridir, bağırsak florası olarak da adlandırılır. Henüz anlaşılamayan yollarla enterik sinir sistemi (ESS) ve merkezi sinir sisteminde (MSS) etkili olan bağırsak mikrobiyatası ; vitamin (B1, B5, B7, B9, B12, K2), nöro transmiter (serotonin, dopamin, GABA), metabolizma ve iştahı düzenleyen kısa zincirli yağ asitleri ( bütirik asit , propionik asit, asetik asit), konjuge lino...

Acı su gerçekleri: Ne kadar su harcıyoruz?

Hepimizin 💧 suya ihtiyacı var ama yeryüzünde suyun sadece % 2️.5 'i tatlı 💧 su yani içilebilir 🚰 su.

Ödem nasıl atılır

Dokularda sıvı birikmesiyle oluşan ödem, periferik olan türünde cilde baskı uygulandığında bir süre çöküp kalan şişliktir. Fazla tuz tüketimi, hareketsizlik, altta yatan bir hastalık, bazı ilaçlar, stres, mens dönemi ( PMS ) ve gebe lik gibi hormonal değişimler, uzun dönem proteinden yetersiz beslenme bu şişliğin nedeni olabilir. Uzun süre inmeyen şişlikte gecikmeden sağlık kuruluşuna başvurmak önemlidir. Nefes almada güçlük, ağrı gibi belirtilerde acil yardım gerekir. En temel tedavi bireye ve mevcut hastalıklarına uygun makro - mikro besin ögeleri ve biyoaktif bileşenleri içeren doğru bir beslenme düzeninin dahil olduğu hayat tarzı değişikliğidir: - Ölçülü ve doğru olmak. Yararlı olanı zararlı yapan miktarıdır. İhtiyaç fazlası olan, yanlış olan bedene maddi ve manevi yük olduğu gibi başka sorunlara da yol açabilir. Bir iki mevsimlik bitkilerin her zaman ulaşılabilir olması talebin yanlış olduğunu gösterir. Daha çok daha büyük ürün hedefiyle ilaçlara boğulmuş, sistemini şa...