D
ikkat Eksikliği / Hiperaktivite Bozukluğu, kısaca DEHB, genellikle çocuklukta başlayan ve kişinin konsantre olma, dürtülerini kontrol etme ve aktivite seviyelerini yönetme yeteneğini etkileyen nörogelişimsel bir bozukluk. DEHB'li kişiler genellikle odaklanma, hareketsiz kalma veya eylemlerini düzenleme konusunda zorlanır ve bu durum aile hayatları, günlük aktiviteleri, okul performansları ve iş ortamlarında ciddi bir soruna dönüşebilir.
İlk olarak 1902'de Sör George Still tarafından, dürtüsellik ve dikkat sorunları yaşayan çocuklar olarak tanımlanan DEHB, 1960'ların sonuna kadar resmi olarak ayrıca bir tıbbi durum olarak tanınmadı. Yıllar içinde, temel semptomları olan hiperaktivite, dürtüsellik ve dikkatsizlik, "minimal beyin işlev bozukluğu" ve "hiperkinetik dürtü bozukluğu" gibi çeşitli isimlerle anıldı. 20. yüzyılın ortalarında, Minimal Beyin Disfonksiyonu ile ilişkilendirildi ve uyarıcı ilaçlarla tedavi edilmeye başlandı. 1980'de DSM-III'te Dikkat Eksikliği Bozukluğu olarak resmi olarak kayıtlara geçti, daha sonra DEHB olarak değiştirildi.
DEHB tedavilerinin gelişimi de tanınmasıyla paralellik göstrdi. Ritalin gibi uyarıcı ilaçlar ilk olarak 1960'larda kullanıldı. Zamanla DEHB tanısı yaygınlaştı , Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı 4 (Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders; DSM-IV, 1994) alt tipleri tanıttı ve ilaçlar gelişti; bunlara 2002'de Strattera gibi uyarıcı olmayan ilaçlar da dahil edildi. DSM-5 (2013), DEHB'yi bir nörogelişimsel bozukluk olarak sınıflandırarak, yetişkinlikte de devam edebileceğini kabul etti. Çocuk ve ergenlerde oldukça yaygın olduğu, erkeklerde görülme sıklığının, kızlara göre iki kat daha fazla olduğu bildirildi. Ülke bazında DEHB sıklığında ise 1990'dan 2019'a en büyük artış ABD'de gözlenirken, en büyük düşüş Finlandiya'da meydana geldi.
DEHB'nin nedeni birçok hastalıkta olduğu gibi netliğe kavuşmuş değil, ancak genetik faktörler, beyin yapısı - işlev farklılıkları ve çevresel faktörlerin karmaşık bir etkisi olduğu öngörülüyor. Nörotransmitter dengesizliklerinin, özellikle dopamin düzenlemesinde rol oynadığı düşünülüyor. Çalışmalar, DEHB'li kişilerin genellikle prefrontal korteks ve bazal ganglionları da içern dikkat, dürtü kontrolü ve motor aktiviteden sorumlu beyin bölgelerinde farklılıklar olduğunu gösteriyor. Bu farklılıklar, dopamin ve norepinefrin gibi nörotransmitterlerin beyindeki işlev şekliyle bağlantılı olabilir. Ayrıca doğum öncesi toksinlere maruz kalma veya düşük doğum ağırlığı gibi çevresel faktörler DEHB geliştirme riskini artırabilir. Genellikle davranışsal terapiler eşliğinde yürütülen çeşitli tedavi yöntemleri duygu düzenlenmesinin kontrolünü hedefler.
DEHB ve mikrobiyota
Son araştırmalar, bağırsaktaki insan dışı canlı topluluğu olan mikrobiyomun DEHB, otizm gibi nörogelişimsel bozuklukları tespit etmede önemli bir rol oynayabileceğini buldu. İsveçli çocuklar üzerinde yapılan çalışmada, doğumda ve bir yaş civarında toplanan dışkı ve göbek kordonu kan örneklerindeki mikrobiyal farklılıklar izlendi. Bu farklılıklar, otizm veya DEHB gibi diğer nörogelişimsel durumlarin teşhisinden ortalama 10 ila 14 yıl önce, yenidoğanlarda tespit edildi.
Çalışmada, Coprococcus gibi yararlı bakterilerin eksikliği ve Citrobacter gibi zararlı bakterilerin artışı gibi mikrobiyal dengesizlikler, nörogelişimsel bozukluklar geliştirme riskinin daha yüksek olmasıyla bağlantılıydı. Ayrıca yenidoğanların kordon kan örneklerindeki lipid ve safra asidi düzeylerindeki azalmanın gelecekteki otizm teşhisleriyle ilişkili olduğu bulundu.
Bu bulgular, antibiyotik kullanımı gibi faktörlerden etkilenebilecek erken çocukluk dönemindeki mikrobiyal dengesizliklerin nörogelişimsel durumlar için erken tşhiste kulanılabileceğini gösteriyor.
Kaynaklar ve İleri Okuma:
Sibley, M. H., Kennedy, T. M., Swanson, J. M., Arnold, L. E., Jensen, P. S., Hechtman, L. T., ... & Hinshaw, S. P. (2024). Characteristics and Predictors of Fluctuating Attention-Deficit/Hyperactivity Disorder in the Multimodal Treatment of ADHD (MTA) Study. The Journal of Clinical Psychiatry, 85(4), 57313.
bkz: DEHB, ADD veya dikkat eksikliği bozukluğuna sahip yetişkinler araştırma katılım havuzu
Ahrens, A. P., Hyötyläinen, T., Petrone, J. R., Igelström, K., George, C. D., Garrett, T. J., Orešič, M., Triplett, E. W., & Ludvigsson, J. (2024). Infant microbes and metabolites point to childhood neurodevelopmental disorders. Cell, 187(8), 1853–1873.e15. https://doi.org/10.1016/j.cell.2024.02.035
Turgay, A., Goodman, D. W., Asherson, P., Lasser, R. A., Babcock, T. F., Pucci, M. L., ... & ADHD Transition Phase Model Working Group. (2012). Lifespan persistence of ADHD: the life transition model and its application. The Journal of clinical psychiatry, 73(2), 10337.
Demontis, D., Walters, G.B., Athanasiadis, G. et al. Genome-wide analyses of ADHD identify 27 risk loci, refine the genetic architecture and implicate several cognitive domains. Nat Genet 55, 198–208 (2023). https://doi.org/10.1038/s41588-022-01285-8
Uyarı Bu web sitesinin içeriği bilgilendirme amaçlıdır ve kişisel tıbbi tavsiye verme amacı taşımaz. Sağlığınızla ilgili tüm sorularınız için sağlık uzmanına başvurmalısınız.
hayatboyubeslenme Hayat Boyu Beslenme