Ana içeriğe atla

E-sigara, tütün bağımlılığını azalt(m)ıyor

S
igara içmek yaygın olarak önde gelen bir ölüm nedeni olarak kabul edilse de, bu görece iyi bir ihtimal olabilir. Çünkü sigara süründürür.

Sigaranın içerdiği toksinler hücrelere siner, yavaş yavaş dokulara zarar verir, nihayetinde organları kemirerek sigara dumanına maruz kalan hayatların kalitesini en diplere çeker. Önlenebilir ölümcül hastalıkların başlıca nedenlerinden biri olan sigara, akciğer kanseri, kalp hastalığı ve daha birçok hastalıkla bağlantılı. Özellikle gelişmiş ülkelerde görülen akciğer kanserinin sigara ile ilişkisi çok güçlü.

Ancak Japonya'daki yüksek sigara içme oranlarına rağmen, Japonya'nın akciğer kanseri oranları Batı ülkelerindekinden sürekli olarak daha düşük. "Japon sigara paradoksu" adı verilen bu paradoks, Japon sigara içicileri arasında genel olarak daha düşük sigara tüketimi, sigara içerikleri veya filtrelerindeki olası farklılıklar, değişen yaşam tarzı faktörleri ve genetik yatkınlıklar ve nikotin ve kanserojen metabolizmasındaki olası farklılıklar dahil olmak üzere çeşitli faktörlerden kaynaklanabilir.

Bu konuyla ilgilenen bir çalışma, çeşitli risk ve koruyucu faktörleri Amerikalı erkeklerle karşılaştırarak bu paradoksu araştırdı. Çalışma, Japon erkeklerin daha az yağ, alkol tükettiğini ve potansiyel olarak daha yüksek soya fasulyesi alımına sahip olduğunu buldu. Tüm bunlar potansiyel olarak akciğer kanserine karşı koruyucudur. Ayrıca Japon sigaraları tarihsel olarak daha verimli filtrelere ve daha düşük kanserojen seviyelerine sahipti. Japon-Amerikalılar üzerinde yapılan çalışmalarda önerildiği gibi, Japon DNA'ları akciğer kanserine dirençli genler bakımından daha avantajlı olabilir.

Ne kadar nikotin içerir

Nikotin, Solanaceae isimli patlıcangiller ailesinde doğal olarak üretilen bir alkaloid, yani nitrojen içerikli organik bir bileşik. Nikotin, ruh halini ve ödül yollarını etkileyebilen dopamin gibi nörotransmitterlerin salınımını uyarır. Bağımlılık yapmasının nedenlerinden biri de budur.

Nikotin düzeyi yüksek bir bitki olan tütün tarih boyunca tıbbi olarak ağrı kesici ve antiseptik olarak kullanılmış, ancak günümüzde yarar zarar oranı konusunda tartışmalar olduğundan kullanımı sınırlı. Tarihsel olarak bir böcek ilacı olarak da kullanılmış, AB'deki yasal maksimum kalıntı seviyesi çoğu emtia için 0,01 mg/kg olarak belirlenmiş.

Bazı besinler doğal olarak nikotin içerir, ancak tütün ürünlerine kıyasla çok az miktarda. Bu yiyecekler az miktarda nikotin alımına katkıda bulunabilse de, seviyeleri genellikle güvenli ve bağımlılık yaratmayan olarak kabul edilir. Mesela nikotin içeren besinlerin en meşurları patlıcan, patates, domates kilogram başına ortalama 2-7 mikrogram gibi çok düşük seviyelerde, eser miktardadır. Bir sigaraya eşdeğer olması için kilolarca patlıcan tüketmek gerekir.

Halbuki kuru bir tütün gram başına 10-20 mg, tipik bir sigara yaklaşık 10-12 mg yani 10000-12000 mikrogram nikotin içerir, içildiğinde vücut tarafından yaklaşık 1-2 mg emilir.

E-sıvılardaki nikotin içeriği ise 3 ila 50 mg/mL arasında değişir. Tek bir nefes, cihaza ve nasıl kullanıldığına bağlı olarak değişen miktarlar sağlayabilir. Örneğin, 3 mg/mL'lik bir e-sıvı nefes başına yaklaşık 1-3 mg yani 1000-3000 mikrogram nikotin yüklemesi yapar. 40 mg nikotin içeren 20 mg/ml'lik bir e-sıvı, 20'lik bir veya iki paket sigara içmeye eşdeğer.

Dahası normalde oldukça düşük miktarlarda nikotin içeren gıdalar çevrelerinden etkilenebiliyor. Peki sigara içmenin bununla ne ilgisi var? Bir çalışma özellikle sigara içenlerden kaynaklı, çeşitli gıdalardaki nikotinin varlığını araştırdı. Yapılan deney nikotinin, bir sigara içmiş kişinin elinden marul, elma ve şeftali gibi besine nasıl geçebileceğini gösterdi. Deneyde, bir sigara içtikten sonra, test eden kişi hem kuru hem de ıslak ürünlere dokundu. Nikotinin gıdaya geçişinin, gıda nemli olduğunda daha da yüksek olduğunu gösterdi. Nikotin suda oldukça çözünür olduğundan, ıslak temas içeren durumlarda yasal maksimum kalıntı seviyesi olan 0,01 mg/kg'ı aştı. Bu deney hem sigaranın etkilerini gözler önüne sererken, el yıkamanın önemini de ayrıca vurgulamış oldu.


Peki ya nikotine bağımlıysanız? Bazıları sigarayı bırakmak veya azaltmak için elektronik sigara kısaca e-sigara kullanıyor. Bu pille çalışan cihazlar, genellikle nikotin içeren bir sıvıyı ısıtarak soluduğunuz bir buhara dönüştürür. Geleneksel sigaralarda bulunan yanma ve birçok zararlı kimyasal olmadan sigara tüttürme eylemini taklit etmek için tasarlanmış.

E-sigaralar bir pil, bir ısıtma elemanı atomizer ve e-sıvıyı içeren bir kartuştan oluşur. E-sıvı, propilen glikol, bitkisel gliserin, nikotin karışımıdır v aromalar ve çeşitli kimyasallar eklenir. Kullanıcı cihazı etkinleştirdiğinde, pil ısıtma elemanını çalıştırır ve bu da e-sıvıyı buharlaştırır. Bu buhar daha sonra solunarak yanma olmadan sigara içmeye benzer bir his sağlar.

Genellikle daha az zararlı bir alternatif olarak lanse edilmelerine rağmen, e-sigaraların uzun vadeli sağlık etkileri henüz bilinmiyor. E-sigaralar sigara dumanında bulunan bazı toksinlerin daha az içersede e-sıvılarda zararlı maddelerin varlığı söz konusudur. Geleneksel sigaralara benzer ince partiküller iletmesi ndeniyle risksiz değildir.

Ayrıca gençler üzerindeki etkileri, sigaraların bırakmayı geciktirmesiyle çift kullanımın potansiyeli ve sigara içme davranışlarının normalleşmesi konusunda potansiyel taşıyor. Dahası, aromalı e-sıvılar, genç bireylerin nikotin bağımlılığı geliştirmesine yeni bir boyut getiriyor. Çalışmalar sigara içenler arasında yüksek oranda ikili kullanımı, sigarayı bırakmanın sınırlandığını ve sigaraya başlama yaşının daha da düştüğünü bildiriyor. Mevcut araştırmalar e-sigaranın etkili bir bırakma aracı olduğunu desteklemiyor, nüfusa dayalı çalışmalar e-sigaranın kullanımının başarılı bırakma ile ilişkili olmadığını gösteriyor.

Ulusal Sağlık ve Tıbbi Araştırma Konseyi Beyannamesine göre e-sigarayla ilgili zehirlenmeler son beş yılda önemli ölçüde arttı. Avustralya Zehirlenme Bilgi Merkezlerine gelen e-sigarayla ilgili çağrılar 2020 ile 2021 arasında iki katından fazla arttı. ÜStelik daha önce hiç sigara içmemiş kişilerin elektronik sigara kullanmaları durumunda tütün içmeye başlama olasılıkları daha yüksek görüldü. Dolayısıyla özellikle dah küçük yaştan gençlerin sosyal medyada e-sigaraya maruz kaldıklarında e-sigarayı deneme olasılıkları daha yüksek oluyor.

the vaporization process of e-cigarette

E-sigara aerosolündeki propilen glikol ve gliserin gözleri ve solunum sistemini tahriş edebilir. Propilen glikolün uzun süreli solunması merkezi sinir sistemini etkileyebilir. Isıtıldığında, potansiyel bir kanserojen olan propilen oksit ve gliserinden gelen akrolein gibi zararlı bileşikler üretebilir ve bu da üst solunum yollarını tahriş eder. Ayrıca patlamalar gibi ciddi olaylar ve boğaz tahrişi, öksürük ve mide bulantısı gibi sorunlar için potansiyeldir. Bazı çalışmalar, e-sigaranın kullanımının hava yollarını daraltabileceğini gösteriyor. Bazı araştırmalar, e-sigaranın geleneksel sigaralara kıyasla akciğer fonksiyonu üzerinde daha az anlık etkiye sahip olduğunu öne sürse de, e-sigaranın nispeten yakın zamanda ortaya çıkması nedeniyle uzun vadeli sağlık etkileri hâlâ belirsiz.

Yaklaşık 27.000 den fazla katılımcının yer aldığı 88 çalışmanın bir analizi, nikotinli e-sigaraların nikotin replasman tedavisine ve nikotinsiz e-sigaralara kıyasla daha yüksek bırakma oranlarına yol açtığına dair orta düzeyde kanıt buldu. Bu da potansiyel olarak 100 kişi başına üç ila yedi kişinin sigarayı bırakabildiğini gösteriyorr. Fakat tahriş, baş ağrısı ve öksürük gibi ciddi olmayan yan etkiler nikotinli e-sigaralarda daha yaygındı.

107 çalışmanın incelendiği bir başka analizde, mevcut e-sigara kullanımının sigara kullanımına kıyasla kardiyovasküler hastalık, felç ve metabolik disfonksiyon için benzer olasılık oranlarına sahip olduğu bulundu. E-sigaralar astım, kronik obstrüktif akciğer hastalığı ve ağız hastalığı için daha düşük olasılıklar göstersede ikili kullanımda yani e-sigara ve sigarayı birlikte kullananların tüm sağlık riskleri artış gösterdi. ulgular, e-sigara kullanımının geleneksel sigara içmeye kıyasla zararı tutarlı bir şekilde azaltmadığını, özellikle de ikili kullanım düşünüldüğünde, e-sigaraların sigara içmeyle ilişkili sağlık risklerini önemli ölçüde azalttığına dair oldukça yaygın inancın yeniden değerlendirilmesi gerektiğini gösteriyor.

Kotinin, nikotinin karaciğer tarafından emilip metabolize edilmesinden sonra üretilen bir metabolit yani bir yan üründür. Kotinin, vücutta nikotinden daha uzun süre kaldığı için nikotine maruziyeti değerlendirmek amacıyla sıklıkla biyobelirteç olarak kullanılır.

Çalışmalar, e-sigara aerosolünün geleneksel sigara dumanına kıyasla daha düşük seviyelerde formaldehit ve nikotin gibi toksinler içermesine rağmen yine de zararlı maddeler saldığını göstermiştir. Örneğin, bir çalışmada e-sigara aerosolüne ve geleneksel dumana maruz kalan pasif içici veya mecburi içiciler olarak da bilinen sigara içmeyen kişilerde benzer düzeyde serum kotinin görüldü. E-sigara geleneksel sigara dumanının zararlı bir bileşeni olan karbon monoksit üretmez ancak, e-sigaralar ince, küçük parçacıklar ve eser metaller yayar. Genel olarak, e-sigara emisyonları geleneksel sigaralardan daha az toksikmiş gibi görünmekle birlikte çevre popülasyon için sağlığı tehdit eder.

Birçok kullanıcı, dumansız yasaları atlatmak veya sigara tüketimini azaltmak için e-sigaraları tercih ediyor ve bırakmayı geciktiriyor. E-sigara emisyonları iç mekanda halk sağlığını koruyan dumansız politikaları potansiyel olarak baltalıyor. Bu nedenle sigara tiryakilerine kapalı alanda veya çocukların yanında e-sigara kullanmamaları tavsiye edilmeli ve uzun vadeli güvenliği bilinmediğinden e-sigara kullanımı için bir bırakma tarihi belirlemeleri teşvik edilmeli ve sigarayı tamamen bırakma hedefi net olmalıdır.

Ancak e-sigaraların halk sağlığı üzerindeki etkileri büyük ölçüde politikalara bağlıdır. Önerilen politikalar arasında, gleneksel sigara ile aynı yasaklara tabi olması, gençlere hitap eden tatların yasaklanması ve sigarayı bırakmada etkili olduklarına dair desteksiz sağlık iddialarının önlenmesi yer alıyor. Bu önlemlerin, geleneksel tütün ürünlerinin daha az erişilebilir hale getirilmesi çabalarıyla birlikte uygulanması, çift kullanımın ve gençlerin nikotine bağımlılığının önlenmesine yardımcı olabilir. Bu tür değişiklikler olmadan, e-sigaralar tütünle ilgili zararı etkili bir şekilde azaltamayabilir ve hatta geleneksel sigaraların kullanımını uzatabilir.


Kaynaklar ve İleri Okuma:

Glantz, S. A., Nguyen, N., & Oliveira da Silva, A. L. (2024). Population-Based Disease Odds for E-Cigarettes and Dual Use versus Cigarettes. NEJM evidence, 3(3), EVIDoa2300229. https://doi.org/10.1056/EVIDoa2300229

An Exchange about "Population-Based Disease Odds for E-Cigarettes and Dual Use versus Cigarettes". (2024). NEJM evidence, 3(8), EVIDe2400220. https://doi.org/10.1056/EVIDe2400220

Freeman, B., Peters, M. J., Bittoun, R., Brightwell, R., English, D. R., Thomas, D. P., Otlowski, M. F., Zwar, N. A., & Chamberlain, C. (2024). National Health and Medical Research Council statement on electronic cigarettes: 2022 update. The Medical journal of Australia, 220(2), 100–106. https://doi.org/10.5694/mja2.52163

Grana, R., Benowitz, N., & Glantz, S. A. (2014). E-cigarettes: a scientific review. Circulation, 129(19), 1972–1986. https://doi.org/10.1161/CIRCULATIONAHA.114.007667

Takahashi, I., Matsuzaka, M., Umeda, T., Yamai, K., Nishimura, M., Danjo, K., Kogawa, T., Saito, K., Sato, M., & Nakaji, S. (2008). Differences in the influence of tobacco smoking on lung cancer between Japan and the USA: possible explanations for the 'smoking paradox' in Japan. Public health, 122(9), 891–896. https://doi.org/10.1016/j.puhe.2007.10.004

Hartmann-Boyce, J., McRobbie, H., Lindson, N., Bullen, C., Begh, R., Theodoulou, A., Notley, C., Rigotti, N. A., Turner, T., Butler, A. R., Fanshawe, T. R., & Hajek, P. (2021). Electronic cigarettes for smoking cessation. The Cochrane database of systematic reviews, 4(4), CD010216. https://doi.org/10.1002/14651858.CD010216.pub5

Heishman, S.J., Kleykamp, B.A. & Singleton, E.G. Meta-analysis of the acute effects of nicotine and smoking on human performance. Psychopharmacology 210, 453–469 (2010). https://doi.org/10.1007/s00213-010-1848-1


Uyarı Bu web sitesinin içeriği bilgilendirme amaçlıdır ve kişisel tıbbi tavsiye verme amacı taşımaz. Sağlığınızla ilgili tüm sorularınız için sağlık uzmanına başvurmalısınız.

hayatboyubeslenme Hayat Boyu Beslenme

En çok okunanlar

Stresle başetme: Huzuru bulmanın yolu

「 Çözüm roket tasarlayıp fırlatmakta yada bilimde teknolojide değil. Özgüvende cesarette bile değil. Çözüm akılda, kalpte, gönülde. İnanç her neredeyse çözüm orada. Hapsolmuş, kaybolmuş, yalnız çaresiz kalmış, yolunu şaşırmış insanlığın çözümü.. 」

Hayat Boyu Beslenme: Bilinmeyen

「 Tek gerçek bilgelik, hiçbir şey bilmediğini bilmektir. 」

Bilinçli yemek: Aralıklı açlık nedir nasıl uygulanır

Son dönemin en çok araştırma yapılan konulardan biri de açlık . Çoğunluğu hayvanlar üzerinde denenmiş olmakla birlikte çalışmaların verdiği sonuçlar açlık hakkında daha olumlu düşünmeye teşvik ediyor. Daha çok insan temelli araştırmaya ihtiyaç olduğu kesin. Fakat eldeki verilerin önemli bir kısmı en basit ifadeyle, aralıklı açlık ile iyileşen insülin duyarlılığı, azalan büyüme horomonu ve insülin benzeri büyüme faktörü 1 ( IGF-1 ) olduğunu gösteriyor. Bu da daha düzenli kan şekeri, daha az yağ tutulumu ve daha az yaşlanma demek aslında. ( farklı sonuçlar: insülin direnci , artan büyüme hormonu ) Aralıklı açlık nedir? Tıpta aralıklı oruç ( intermittent fasting ), dönüşümlü açlık ve zaman kısıtlı açlık gibi türleri olan bilinçli aç kalma hali. Aslında eskiden beri kültürlerin ve çoğu inancın da bir parçası. Türk kültüründe 'azı karar çoğu zarar' deyişi, İslami bakışta ' insana belini doğrultacak iki lokma yeter, bununla yetinmezse midenin en çok üçte biri yeme

COVID-19: Hastalıkla ilişkili bulunan kriter

Dünya Sağlık Örgütü ( WHO ) tarafından 11 Mart 2020'de küresel salgın ilan edilen yeni koronavirüs hastalığı ( COVID - 19 ) için aşı çalışmaları ve aşıya karşı çelişkili görüşler devam ederken, insanımıza düşen ilk ve öncelikli tedbir kontrollü sosyal hayattır. Pandeminin getirdiği kısıtlamalar alışkanlıkları ve hayat kalitesi n i farklı şekilde etkilemiş olabilir. Fakat pandemi krizi nde süreci kısaltacak başetme yollarıda yok değil. Koronavirüs, diğer viral enfeksiyonlarda olduğu gibi kronik hastalıkların bulunduğu ve bağışıklık sisteminin zayıfladığı durumlarda daha riskli olabiliyor. Bu riskinin azaltılmasında ve bağışıklığı artırmada düzenli orta düzey fiziksel hareket , uygun beslen m e ve kaliteli uyku yu içeren hayat biçimi nin önemli bir rolü olabilir. Koronavirüs salgını içinde yaklaşan ikinci Ramazan ayında orucun , yeterli sıvı alımı, etkili beslenme ve uygun egzersiz ile desteklenmesi bağışıklık sistemini iyileştirebilir . Şuana kadar kanıtlanmış te

Depreme hazırlıklı olmak: Erken uyarı sistemi

D ünyadaki en yoğun üç deprem kuşağından biri, Alp-Himalaya Deprem Kuşağında yer alan bir deprem ülkesi Türkiye 6 Şubat'a depremle uyanır. Depremden saatler sonra yakın uzak birçok ildeki telefonlarda erken uyarı sisteminin yeni bir deprem ikazı vermesiyle saniyeler içinde sarsıntı başlar. Maraş'ı ikinci yıkıcı deprem vurmuştur.

Göbek yağının tehlikesi ve yağ yakmanın matematiği

B el çevresinde göze çarpan bir yağlanma oluşmaya başlamışsa dikkat! Çünkü bu genişleme insulin direncinden, polikistik over sendromuna (PCOS), depresyona, demansa, uyku apnesine, kalp damar hastalıklarına, karaciğer yağlanmasına, kolon, meme, prostat kanserlerine kadar birçok hayati sorun için ihtardır.

Çay: Demleme şekli ve antioksidan etkisi

Türkiye ve dünya genelinde sudan sonra çay , en çok tüketilen içeceklerden biridir. Camellia Sinensis adlı çay bitkisinin yaprakları; soldurma, fermantasyon, kıvırma, kurutma gibi işlemlemlerden geçirilir. İşlem farklılığını göre beyaz, yeşil, matcha , oolong, siyah ve pu-erh çayları elde edilir. Çayda kafein (tein) ve antihipertansif, karaciğer koruyucu, rahatlatıcı, sakinleştirici etkisi olduğu düşünülen, çaya umami tad veren L-teanin ile birlikte 4000 civarında madde bulunur. Fiziksel ve psikolojik sağlık üzerinde olası etkilerinden dolayı EGCG (epi gallo kateşin gallat) çayın en çok araştırılan bileşenlerinden biridir. Antioksidan kapasitesi yüksek bir bileşik olan EGCG, C vitamininden 20 kat, E vitamininden 30 kat daha aktif tir. Bir flavonoid grubu polifenol olan kateşin ve türevleri (EGCG, ECG, EGC, EC); beyaz, sarı ve yeşil çayın temel bileşenleridir. Çayın kendine özgü acı - buruk tadını verir. Oolong ve siyah çay gibi yarı ve tam fermente çay üretimi için gene

Bağırsak Beyin: Mikrobiyota nedir ne yapar

Antik Yunanca'da « küçük asa » anlamına gelen bakterilerin çoğunlukta olduğu, ve mantar, arke, virüsleri de içeren mikroorganizma topluluğuna mikrobiyota , mikro biyom yada mikrobiyal ekosistem adı verilir. İnsan mikrobiyotası ilk, anne karnında - doğum sırasında oluşmaya başlayıp yetişkin insanda, insan hücre sayısının 1.3 - 2.2 katına ve 1.5- 2 kilogram ağırlığı ile insan beyni ağırlığına ulaşır. Deri, ağız, burun, solunum sistemi, sindirim sistemi ve ürogenital sistem dahil vücudun iç ve dış bölgelerinde yaygın olarak bulunurken, bağırsak mikrobiyatası insan vücudundaki en kalabalık yerleşim yeridir, bağırsak florası olarak da adlandırılır. Henüz anlaşılamayan yollarla enterik sinir sistemi (ESS) ve merkezi sinir sisteminde (MSS) etkili olan bağırsak mikrobiyatası ; vitamin (B1, B5, B7, B9, B12, K2), nöro transmiter (serotonin, dopamin, GABA), metabolizma ve iştahı düzenleyen kısa zincirli yağ asitleri ( bütirik asit , propionik asit, asetik asit), konjuge lino

Acı su gerçekleri: Ne kadar su harcıyoruz?

Hepimizin 💧 suya ihtiyacı var ama yeryüzünde suyun sadece % 2️.5 'i tatlı 💧 su yani içilebilir 🚰 su.

Ödem nasıl atılır

Dokularda sıvı birikmesiyle oluşan ödem, periferik olan türünde cilde baskı uygulandığında bir süre çöküp kalan şişliktir. Fazla tuz tüketimi, hareketsizlik, altta yatan bir hastalık, bazı ilaçlar, stres, mens dönemi ( PMS ) ve gebe lik gibi hormonal değişimler, uzun dönem proteinden yetersiz beslenme bu şişliğin nedeni olabilir. Uzun süre inmeyen şişlikte gecikmeden sağlık kuruluşuna başvurmak önemlidir. Nefes almada güçlük, ağrı gibi belirtilerde acil yardım gerekir. En temel tedavi bireye ve mevcut hastalıklarına uygun makro - mikro besin ögeleri ve biyoaktif bileşenleri içeren doğru bir beslenme düzeninin dahil olduğu hayat tarzı değişikliğidir: - Ölçülü ve doğru olmak. Yararlı olanı zararlı yapan miktarıdır. İhtiyaç fazlası olan, yanlış olan bedene maddi ve manevi yük olduğu gibi başka sorunlara da yol açabilir. Bir iki mevsimlik bitkilerin her zaman ulaşılabilir olması talebin yanlış olduğunu gösterir. Daha çok daha büyük ürün hedefiyle ilaçlara boğulmuş, sistemini şa