「Vazgeçmeyeceğiz keşfe çıkmaktan. Ve tüm keşiflerimizin sonu ise başladığımız yere varmak ve orayı anlamak olacak sil baştan.」
- T. S. Eliot
20. yüzyıl, hem savaş hem de sivil uçaklardaki hızlı gelişmelerin yanında, 1944'te V2 roketiyle başlayan uzay araştırmalarının başlangıcı açısından da eşsiz bir yüzyıldı.
Uzaya seyahat eden ilk insanlar ve kazalar
Uzaya çıkan ilk insan - kozmonot- astronot: 12 Nisan 1961 , Yuri Gagarin (Sovyetler Birliği - Vostok 1)
Uzaya çıkan ilk Amerikalı: 5 Mayıs 1961, Alan Shepard (ABD, Mercury-Redstone 3 -Freedom 7)
İki mürettebatlı uzay aracının aynı anda yörüngede olduğu ilk görev: 6 Ağustos 1961, Yuri Gagarin ve Alman Titov (Sovyetler Birliği, Vostok 2)
Dünyanın yörüngesine giren ilk Amerikalı: 20 Şubat 1962, John Glenn (ABD, Merkür-Atlas 6 - Friendship 7)
Uzaya çıkan ilk kadın: 16 Haziran 1963, Valentina Tereshkova (Sovyetler Birliği, Vostok 6)
Uzay yürüyüşü yapan ilk insan: 18 Mart 1965, Alexei Leonov (Sovyetler Birliği, Voskhod 2)
Uzay yürüyüşü yapan ilk Amerikalı: 3 Haziran 1965, Ed White (ABD, Gemini4)
Bir uzay görevi sırasında ölen ilk kişi: 24 Nisan 1967, Vladimir Komarov (Sovyetler Birliği, Soyuz 1)
Ay'da yürüyen ilk insanlar: 20 Temmuz 1969, Neil Armstrong - Buzz Aldrin (ABD, Apollo 11)
Evrenin en yalnız insanı: 20 Temmuz 1969, Michael Collins (ABD, Apollo 11)
Uzay görevinde yaşanan kazalar
Soyuz 1, 24 Nisan 1967'de paraşüt arızası nedeniyle yeniden giriş sırasında düştü ve kozmonot Vladimir Komarov'un kaybıyla sonuçlandı.
Apollo 1 27 Ocak 1967'de fırlatma öncesi test sırasında çıkan kabin yangını, astronotlar Virgil "Gus" Grissom, Edward H. White II ve Roger B. Chaffee'nin ölümüne yol açtı.
Uzay Mekiği Challenger, 28 Ocak 1986'da, havalandıktan 73 saniye sonra parçalandı ve yedi mürettebatın tamamının ölümüyle sonuçlandı. (bkz:
Challenger faciasının karanlık yüzü)
Uzay Mekiği Columbia, 1 Şubat 2003'te yine bilinen bir sorunun düzeltilmemesi sonucu, Dünya'ya dönüş sırasında termal koruma sistemindeki hasar nedeniyle parçalandı ve yedi mürettebat üyesinin tamamının ölümüne yol açtı.
24 Ağustos 2011'de, insansız Rus kargo uzay aracı Progress M-34, Uluslararası Uzay İstasyonu'na ikmal görevi sırasında Soyuz-U roketinin üçüncü aşamasındaki bir arıza nedeniyle düştü.
31 Ekim 2014'teki bir test uçuşu sırasında uzay aracının geçiş yumuşatma sisteminin zamanından önce devreye girdiği düşünülen Virgin Galactic - SpaceShipTwo havada parçalanmasıyla pilot Michael Alsbury öldü, pilot Peter Siebold yaralandı.
24 Aralık 1968'de Apollo-8 astronotları Dünya'nın Ay yüzeyinin üzerinde yükselişine tanık olan ilk insanlar oldu. Sağ pencereden Ay'ı fotoğraflayan
astronot, manzarayı gördü ve haykırdı:
-Aman Tanrım, şuradaki tabloya bak! İşte Dünya yükseliyor. Ne kadar güzel!
Ünlü
Earthrise isimli bu görüntü şimdiye kadar çekilmiş en etkili fotoğraf olarak kayıtlara geçti.
("Dünya'nın doğuşu" uzaydan çekilen ilk renkli fotoğrafının hikayesi )
Uzaya giden en yaşlı insan,
Star Trek dizisi Kaptan Krik rolündeki adam 2021 yılında yaptığı uzay yolculuğundan o kadar etkilenmişti ki, iniş sonrasındaki sözleri uzayda geçirdiği üç dakikadan daha uzun sürdü.
Uzaya seyahat eden ilk Türk
Axiom Mission 3, Axiom Space tarafından Uluslararası Uzay İstasyonu'na düzenlenen ve SpaceX tarafından sağlanan Crew Dragon Freedom uzay aracının kullanıldığı üçüncü uzay görevidir. Uzaya çıkan ilk Türk astronot ile üç astronotun bulunduğu Avrupa vurgulu uçuş, 18 Ocak 2024 (erteleme: 19 Ocak) tarihinde Falcon 9 Block 5 roketi NASA'nın Kennedy Uzay Merkezi'nden
fırlatılıyor. Ax-3'ün mürettebatı, yörüngedeki laboratuvarda iki hafta kaldıkları süre boyunca; komutan Michael López-Alegría, İtalya'dan pilot Walter Villadei,
Türkiye'den görev uzmanı Alper Gezeravcı ve İsveç'ten ESA (Avrupa Uzay Ajansı) proje astronotu Marcus Wandt teknoloji gösterileri, öğrencilere yönelik sosyal yardımlar ve tıbbi araştırmalardan malzeme bilimine kadar çeşitli deneylere katılıyor.
Crew Dragon Uzay Aracı nasıl çalışıyor? (SpaceX)
Ax-3 Mission
Araştırmalar
Türk Uzay yolcusu: 13 Deney (Türkiye Uzay Ajansı)
No 610:
Uzaydaki ilk Türk astronot
Tüm bu insanların keşfe gittikleri yer uzay ve aydı, ama asıl keşfedilen Dünya'nın tam da kendisi oldu. Dünya'yı uzaydan - uzaktan görmenin, insanların kozmik perspektifini değiştirdiği pek çok kez kaydedildi. "Genel Bakış Etkisi- Overview Effect" olarak bilinen bu zihinsel değişim ilk kez 1987 yılında uzay yazarı Frank White tarafından "gezegenimize duyulan hayranlık ve ona bakma sorumluluğu duygusu" olarak tanımlandı.
Bu etki hem Dünya'nın kendisini görmek, hem de Dünya'yı evrenin arka planında görmekle ilgiliydi. Bu sonsuzluk ortamında yerçekimiyle gün algısı da değişiyordu. Genel bakış etkisine göre mevcut zaman algısınının oldukça Dünya'ya bağlı olduğunun farkındalığı gelişiyordu.
Bu etki sonsuz karanlıkta dikkat çekici canlı renkleriyle gezegenin bir ve bütün olduğu, tüm karasal sınırlamaların yalnızca mikro bir detaydan ibaret olduğu gerçeğiydi. Astronotlarla yapılan röportajlarda birbirine bağlılık hissinin arttığı ve Dünya'nın kırılgan ve benzersiz bir ekosistem olduğunun tüm ciddiyetiyle idrak edildiği bildirildi.
Pek çok astronot, uzay uçuşu deneyimi sırasında ve sonrasında alçakgönüllülük, huşu, maneviyat, dinginlik, minnettarlık, kişisel önceliklerin yeniden belirlenmesi ve derin bir amaç duygusu da dahil olmak üzere bir dizi duygusal
etkiye değinmişti.
Genel Bakış Etkisinin olumlu psikolojik etkileri, astronotlar için zihinsel sağlığın iyileştirilmesine; sonsuz uzay ile izole, dar, karmaşık ve farklı doğa kanunların geçerli olduğu uzay aracında kapalı kalmanın getirdiği
çoklu gerilimle başa çıkma kapasitesini artırmaya yardımcı bir psikoterapiydi.
Kozmonotlar için hem laboratuar hem de bir uzay hanı olan
Uluslararası Uzay İstasyonu (ISS), kuruluşundan bu yana 30 yıla yakın bir süredir Dünya'nın alçak yörüngesinde dönmeye devam ediyor. ISS Dünya etrafındaki her dönüşüni 90 dakikada tamamlıyor. Bu istasyonun kubbe gözlemevinden Dünya'yı izlerken günde - daha doğru tabirle, Dünya'nın bir günü olan 24 saatte- 16 kez gün doğumu ve batımı izleniyor.
(bkz: ESA: ISS- Sanal Tur, NASA: ISS Virtual tour)
2024 yıl başı itibariyle yörüngede iki uzay istasyonu bulunuyor: Uluslararası Uzay İstasyonu ve
Tiangong Uzay İstasyonu. 2023'teki toplam 150 milyar dolarlık maliyetiyle şimdiye kadar yapılmış en pahalı şey olan ISS, 15 ülkeden beş uzay ajansının ortak çalışması olsa da, 2022'deki en son haliyle üç modülden oluşan Tiangong (天宫 Çince: Gökyüzü Sarayı) işletmesi yalnızca Çin Ulusal Uzay Ajansı
CNSA'ya ait. 2011 ve 2016 yıllarında gönderilen ilk parçalar
Tiangong 1 ve 2 tasarımı, 70lerde Sovyetler Birliği ve NASA tarafından fırlatılan ilk uzay istasyonları Salyut ve Skylab'a oldukça benzer.
(bkz: İkinci Uzay İstasyonu CSS )
Bu
iki uzay istasyonundaki yaşam çok benzer, ancak ikisinin
yaş farkının da getirdiği bazı
farklılıklar var. Astronotlar bilimsel deneyler ve bakım yaparken her gün yaklaşık iki saat egzersiz yapması gerekir. ISS'deki astronotlar, bazıları 25 yıldır uzayda bulunan eskiyen modüllerin bakımına giderek daha fazla zaman harcarken, Tiangong'daki bakım için ise minimum süre yeterlidir. ISS'de etrafı kaplayan
kablo yumakları, Tiangong'da minimalist beyaz panellerin arkasında toplandığından donanımı daha modern ve ferahdır.
Uluslararası Uzay İstasyonunun Kuruluşu
ISS (Uluslararası Uzay istasyonu) nasıl inşa edildi?
İlk Görüşmeler (1984-1993): Uluslararası uzay istasyonu kavramı ilk olarak 1980'lerde önerildi ve Amerika Birleşik Devletleri, Rusya, Kanada, Avrupa ve Japonya arasında tartışmalar yaşandı. Soğuk Savaş'ın sona ermesi, uzay araştırmalarında eski rakipler arasındaki işbirliğini kolaylaştırdı.
Hükümetlerarası Anlaşmalar (1994): Katılımcı uzay ajansları, ISS programının ilkelerini ve yapısını özetleyen hükümetler arası anlaşmalar imzaladı. Bu anlaşmalar uzay istasyonunun tasarımı, inşası ve işletilmesinde uluslararası işbirliğine zemin hazırladı.
İlk Modül Zarya'nın Fırlatılması (1998): ISS'nin Zarya (Ruşça "Gündoğumu") adlı ilk modülü, 20 Kasım 1998'de bir Rus Proton roketi tarafından yörüngeye fırlatıldı. Zarya, ilk işlevsel kargo bloğu ve kontrol modülü olarak görev yaptı.
Yörüngede yapılan ilk Montaj - Node 1 Unity (1998): Aralık 1998'de, ABD Birlik modülü ISS'ye eklendi ve ilk Amerikan bileşeni oldu.
İlk Mürettebat (2000): İlk uzun süreli sakinler olan Expedition 1, ISS'ye Kasım 2000'de ulaştı.
Uluslararası İşbirliği - Rus Modüllerin Eklenmesi: Rusya, hizmet modülü haline gelen Zvezda (2000) ve bilimsel araştırma ve yerleşim modülleri ekledi.
Avrupa ve Japon Modülleri: Avrupa Uzay Ajansı (
ESA) ve Japonya Havacılık ve Uzay Araştırma Ajansı (
JAXA), ISS'ye sırasıyla Columbus (2008) ve Kibo (2008) laboratuvarları ve modüllerini ekledi.
Uzay Mekiği Uçuşları: NASA'nın Uzay Mekiği programı, ISS'nin kurulmasında çok önemli bir rol oynadı. Modülleri, bileşenleri ve mürettebat üyelerini teslim etmek için çok sayıda mekik görevi gerçekleştirildi. İstasyonun güç üreten güneş panelleri ve istasyonun çeşitli bileşenlerini destekleyen kafes yapısı, mekik görevleri sırasında eklendi.
Mürettebatlı Görevler ve Bilimsel Araştırma: Milenyumda insansız bir zaman bırakmama kararıyla ISS, Kasım 2000'den bu yana sürekli olarak dönüşümlü uluslararası mürettebat tarafından iskan edilmektedir. Bu ekipler, biyoloji, fizik, astronomi ve malzeme bilimi dahil multidisipliner bilimsel araştırmalar yürütmektedir.
Rus
Soyuz: Rusya'nın Soyuz uzay aracı ve İlerleme kargo gemileri, mürettebat taşıma ve ikmal görevleri için vazgeçilmez olmuştur.
Ticari şirketler: Son yıllarda SpaceX gibi özel şirketler, Ticari İkmal Hizmetleri (CRS) ve Ticari Mürettebat Programı (CCP) gibi programlar aracılığıyla ISS'ye ikmal ve mürettebat taşımacılığına dahil olmaya başladı.
Ağ Geçidi Modülü (2021): Rusya, ISS'ye ek laboratuvar alanı ve işlevsellik ekleyen Nauka Çok Amaçlı Laboratuvar Modülünü başlattı.
Uzay İstasyonları, çeşitli disiplinlerde
bilimsel araştırma platformu olarak hem uzayda yaşama deneylerine hemde Dünya'da zorlayıcı ve imkanı olmayan Dünyaüstü deneylere olanak tanıyor. Her bir deneyin amaçları, açıklamaları, sonuçları ve görselleri hakkında bilgi edinmek için deney veritabanında
arama yapılabiliyor.
Mikro yerçekimindeki akışkanların davranışı, Soğuk Atom Laboratuvarında (CAL) soğuk alevler olarak bilinen yanma süreçleri, ultra soğuk atom üreterek Bose-Einstein yoğunlaşması gibi temel fizik olaylarının incelenmesi ve kuantum deneyleri, yerçekiminin neden olduğu çökelmenin müdahalesi olmadan metal alaşımlarının katılaşmasının incelenmesi, ilaç ve elektronik uygulamalarda kullanılabilecek büyük tekdüze kristal oluşumları, robotik sistemler ve uzaktan sağlık uygulamalarında teletıp teknolojisinin değerlendirilmesi, balmumu solucanlarının uzayda plastikleri parçalama yeteneği, uzay yolculuğunun insan bedeni ve hastalıklar üzerindeki etkileri, bitkilerin tepkileri, uzay çiftçiliği için sürdürülebilir gıda üretimini içeren yaşam destek sisteminin geliştirilmesi ve mikroorganizmalar üzerinde çalışmalar da dahil devamlı araştırma projeleri gerçekleştiriliyor. İstasyonlarda gerçekleşen araştırmalar güncel olarak
paylaşılıyor.
(bkz: Uzayda mum alevi davranışı)
Mikro Yerçekiminin İnsan Bedeni Üzerindeki Etkileri
ESA: Uzayda İnsan Sağlığı
JAXA:
Uzayda İnsan Vücuduna Ne Olur ?
NASA: Uzayda İnsan Vücudu
Sıvının Yeniden Dağılımı: Mikro yerçekiminde sıvılar alt ekstremitelerden üst gövdeye ve başa doğru kayar. Bu, yüzde şişkinliğe ve gözler üzerinde baskıya neden olarak görmeyi etkileyebilir. Sıvıların yeniden dağıtımı aynı zamanda kan hacmini ve basıncın düzenlenmesini de etkiler.
Ortostatik İntolerans: Mikro yerçekimi ortamından Dünya'ya dönen astronotlar, ayakta durduklarında kan basıncını ve kan dolaşımını sürdürmekte zorlandıkları ortostatik intolerans yaşayabilirler. Bu, baş dönmesine, bayılmaya ve normal Dünya aktivitelerini gerçekleştirmede zorluğa yol açabilir.
Kardiyovasküler Kondisyon Eksikliği: Mikro yerçekimine uzun süre maruz kalmak, kalbin yapısını ve fonksiyonunu etkileyen kardiyovasküler kondisyon kaybına yol açabilir. Azalmış kalp debisi, kalp boyutunda değişiklikler ve değişen vasküler tepkiler yaygın görülen sonuçlardır.
Bozulmuş Barorefleks Fonksiyonu: Kan basıncını düzenleyen barorefleks mikro yerçekiminde bozulabilir. Bu, duruş değişikliklerine uyum sağlamada ve kan basıncını sabit tutmada zorluklarla sonuçlanabilir.
Besin Emilimindeki Değişiklikler: Mikro yerçekimi, besinlerin sindirim sistemindeki emilimini etkileyebilir. Çalışmalar kalsiyum emiliminde kemik sağlığını etkileyebilecek değişiklikler ve demir metabolizmasında değişiklikler olduğunu göstermiştir.
Mikro Yerçekiminde Kan Dolaşımını Korumaya Yönelik Karşı Önlemler:
Egzersiz Protokolleri: Düzenli egzersiz rutinlerinin uygulanması, uzayda kardiyovasküler sağlığın korunması için çok önemlidir. Kas ve kardiyovasküler aktiviteyi uyarmak için direnç eğitimi, aerobik egzersizler ve koşu bandı egzersizleri kullanılır. (bkz:
Uzun süreli uzay uçuşu astronotlarında egzersiz karşı önlemlerinin çoklu sistem işlevi üzerindeki etkileri)
Alt Vücut Negatif Basıncı (LBNP): LBNP cihazları, alt gövdeye negatif basınç uygulayarak yerçekiminin kardiyovasküler sistem üzerindeki etkilerini simüle eder. Bu, sıvı kaymalarını önlemeye yardımcı olur ve kan hacmini korur.
Sıvı Yükleme: Uçuş öncesi ve uçuş sırasında sıvı yükleme protokolleri, mikro yerçekimi ile ilişkili sıvı kaymalarını önlemeye yardımcı olmak için sıvı alımının arttırılmasını içerir. Bu, kan hacminin ve kardiyovasküler fonksiyonun korunmasına yardımcı olur.
Farmakolojik Müdahaleler: Diüretikler veya kardiyovasküler sistemi hedef alan ilaçlar gibi ilaçların, sıvı değişimlerinin ve ortostatik intoleransın etkilerini hafiflettiği düşünülebilir.
Yapay Yerçekimi: Bir uzay aracını döndürerek yapay yer çekimi oluşturmak, yer çekiminin kardiyovasküler sistem üzerindeki etkilerini simüle etmeye yardımcı olabilir. Bu yaklaşım henüz teorik ve deneysel aşamadadır.
Beslenmenin Optimize Edilmesi: Astronotların yeterli beslenmeyi, özellikle de kardiyovasküler sağlığı destekleyen besinleri almalarını sağlamak çok önemlidir. Bu, kan damarlarının ve kalp fonksiyonunun korunması için hayati önem taşıyan elektrolit dengesinin ve besin bileşenlerinin yönetilmesini içerir.
Ay veya Mars'ta uzun yıllar sürecek bir görev için yiyecek tedarik etmenin yollarını planlamak, uzayda yiyecek ve besin maddeleri üretmeyi gerektirir. İstasyonda mikroorganizmaların genellikle sebzelerde bulunanlar gibi hayati besinleri üretmesiyle uzayda sürdürülebilir besin temini planlanıyor. Bu sistem, Dünya'da gıda arzının yetersiz olduğu uzak bölgelerindeki insanlara beslenme sağlanmasına da yardımcı olabilir.
Bitkiler uzun süreli uzay görevleri için mini ilaç fabrikalarına dönüştürülüyor. Tıbbi olarak tasarlanıp kullanımında nasıl kompakt ve taşınabilir hale getirilebilecekleri test edilirken, bitkilerden ilaç eldesinde hem maaliyet hem zaman ve emek sarfının azaltılması üzerine çalışılıyor. Örneğin bu çalışmalardan birinde bir marul türünün genetiği değiştirilerek osteoporoz tedavisinde kullanılan paratiroid hormonu üretmesi sağlandı.
Bu, mikro yerçekimden olumsuz etkilenen iskelet - kas sisteminde hasarı azaltmaya yönelik önemli bir araştırma oldu.
Dünya dışında yaşama alanlarının inşası üzerine Silikon Vadisinde yapılan bir araştırmada mantarın yapısından ilham alındı. Mantarın ağsı ana bölümünü oluşturan görünmeyen yer altı ipliklerini büyütebilecek teknolojiyle deriye benzer bir malzemeden gezegensel bir evin yapı taşlarına kadar yeni yapıların inşaası mümkün olabiliceği bildirildi.
Uzayda her türlü çöp ve atıkların yönetiminde farklı sistemler tasarlandı. Örneğin uzay istasyonunda idrar, sistemde toplanarak içme suyuna geri dönüştürülüyor. Diğer kanalizasyon elemanları ayrı sistemden toplanıp Dünya'ya dönen uzay aracına atılıyor.
Biyolojik üretim çalışmalarında maya, alg, planktonlar gibi mikroorganizmlar aracılığıyla
organik atıklar, dışkı, plastik gibi atıkların geri dönüştürülmesi ve ihtiyaç duyulan plastik, yakıt için malzeme olarak kullanımı inceleniyor.
Uzayda Günlük Yaşam ve ECLSS
Çevresel Kontrol ve Yaşam Destek Sistemi (ECLSS): Environmental Control and Life Support System
ECLSS, hava kalitesi, sıcaklık, nem ve diğer çevresel faktörleri yöneterek astronotlar için yaşanabilir bir ortam oluşturmak amacıyla uzay araçları ve uzay istasyonları için tasarlanmış kritik bir sistemdir. Sistem aynı zamanda yaşam destek fonksiyonları da sağlayarak uzay görevleri sırasında insanın hayatta kalması için gerekli kaynakların kullanılabilirliğini sağlıyor. ECLSS, uzayın zorlu koşullarında yaşamın ve konforun sürdürülmesinde çok önemli bir rol oynuyor.
Havanın Yeniden Canlandırılması:
Karbon Dioksitin (CO2) Giderilmesi: ECLSS, astronotların soluduğu fazla karbondioksiti ortadan kaldıracak teknolojiyi içerir. CO2'yi uzay aracı atmosferinden yakalamak ve uzaklaştırmak için kimyasal temizleyiciler veya diğer teknolojiler kullanılır ve bu da CO2'nin güvenli olmayan seviyelere çıkmasını önler.
Oksijen Üretimi: Solunabilir havayı korumak için ECLSS, oksijen üretme sistemleri içerir. Bu, suyun hidrojen ve oksijene ayrıldığı suyun elektrolizi gibi işlemlerle başarılabilir. Üretilen oksijen daha sonra uzay aracına salınır.
Su Geri Kazanımı ve Filtrasyonu:
Su Geri Dönüşümü: ECLSS, idrar ve havadaki nem de dahil olmak üzere çeşitli kaynaklardan suyun geri dönüştürülmesini sağlayan teknolojiyle donatılmıştır. Filtreleme ve arıtma sistemleri kirleri gidererek suyu tüketim ve diğer kullanımlar için güvenli hale getirir.
Yoğuşma Suyunun Toplanması: İnsan solunumu ve diğer faaliyetler sonucu oluşan nem toplanır, yoğunlaştırılır ve yeniden kullanım için işlenir. Bu, Dünya'dan ilave su temini ihtiyacını en aza indirir.
Sıcaklık ve Nem Kontrolü:
Termal Kontrol: ECLSS, ekipman ve mürettebat tarafından üretilen ısıyı düzenleyerek uzay aracı içindeki sıcaklığı yönetir. Bu, aşırı ısıyı dağıtmak için radyatörlerin veya rahat bir sıcaklığı korumak için ısıtıcıların kullanılmasını içerebilir.
Nem Kontrolü: Sistem, nem seviyelerinin kabul edilebilir aralıklarda olmasını sağlar. Aşırı nem, ekipmanın zarar görmesini önlemek ve konforlu bir yaşam ortamı sağlamak amacıyla yoğuşma gibi sorunlara yol açabilir.
Uzayda Günlük Yaşam: İnsan atıkları yönetimi
Bir uzay kapsülündeki kanalizasyonla ilgili olarak atık yönetimi, astronotların sağlık ve hijyenini korumanın kritik bir yönüdür. Uzay İstasyonları ve diğer uzay araçlarında insan atıklarının yönetimi için kapalı döngü sistemi kullanılıyor. (Bkz:
Uzayda Günlük yaşam ve Hijyen)
Tuvalet Tesisatları: Uzay aracı, atıkları uygun kaplara yönlendirmek için hava akışını kullanan özel olarak tasarlanmış uzay tuvaletleriyle donatılmıştır. Astronotlar işlem sırasında kendilerini dengelemek için uyluk kayışları ve ayak tutacakları kullanırlar.
Toplama ve İşleme: İnsan atıkları toplanır ve kaplarda saklanır. ISS'de bu konteynerler daha sonra kargo uzay aracına aktarılıyor ve bunlar Dünya atmosferine yeniden girişte yanıyor.
Geri Dönüşüm ve Kaynak Kullanımı: ISS'deki gelişmiş sistemler, idrardaki suyu geri dönüştürme kapasitesine sahiptir. Geri kazanılan bu su arıtılıp, içme ve gıdaların yeniden sulandırılması dahil çeşitli amaçlar için kullanılabilir.
Katı Atıkların İmha Edilmesi: Katı atıklar genellikle özel olarak tasarlanmış torbalarda toplanır, mühürlenir ve belirlenmiş kaplarda saklanır. Sıvı atıklara benzer şekilde, katı atıklar da Dünya atmosferine yeniden girişleri sırasında imha edilmek üzere kargo uzay aracına aktarılır.
Hijyen ve Atık Yönetimi:
Tuvalet Sistemleri: ECLSS, mikro yerçekiminde çalışan özel tuvalet sistemlerini içerir. Bu sistemler sıvı ve katı atıkları ayırır ve atıklar genellikle Dünya'ya döndükten sonra güvenli bir şekilde imha edilmek üzere toplanır, işlenir ve depolanır.
Çöp Yönetimi: Sistem, ambalaj malzemeleri, gıda ambalajları ve diğer geri dönüştürülemeyen maddeler de dahil olmak üzere görev sırasında oluşan atıkları yönetir. Etkin atık yönetimi, temizliği korumak ve kirlenmeyi önlemek için çok önemlidir.
Mürettebat Sağlığı Takibi:
Hava Kalitesi İzleme: ECLSS, sağlık ve güvenlik standartlarını karşıladığından emin olmak için hava kalitesini sürekli olarak izler. Sensörler karbondioksit seviyelerini, kirletici maddeleri ve mürettebatın refahını etkileyen diğer parametreleri tespit ediyor.
Biyomedikal İzleme: Bazı ECLSS sistemleri, astronotların sağlığını, hayati belirtiler ve fizyolojik parametreler de dahil olmak üzere izlemek için biyomedikal sensörlerle entegre olabilir.
Acil Yaşam Desteği:
Yedekleme Sistemleri: ECLSS, potansiyel arızaları gidermek için yedek sistemler ve acil durum protokolleri içerir. Sistem arızası durumunda mürettebatın güvenliğini sağlamak için yedek oksijen kaynakları ve diğer acil durum önlemleri mevcuttur.
NASA ve Rusya'nın farklı yönlere yatırım planı dolayısıyla 2031'de ISS'nin yörüngeden çıkacağı ve Pasifik Okyanusu'na çarparak bir devrin daha sona ereceği tahmin ediliyor.
(Bkz: Bir Sonraki Uzay İstasyonu Nasıl Görünebilir?) Önümüzdeki yıllarda Rusya ve Hindistan alçak Dünya yörüngesini hedeflerken, NASA'nın sıradaki uzay görevi; Apollo'nun kız kardeşi ismiyle
Artemis. NASA, ESA, JAXA ve CSA dahil uluslararası ortaklarca yönetilen Ay keşif programı olarak
Artemis II olan insanlı kalkış tarihi 2024 Kasım ayı (Erteleme 2025 Eylül) olarak planlandı. Artemis uzun vadede Ay'da kalıcı yapılar için temel atmak, yerleşmek ve en sonunda Mars'a insan göndermek için bir adım olarak görüldü. Ay'ın güney kutbunda donmuş halde su keşfedilmiş olması sebebiyle yerleşim hedefi olarak güney kutbu seçildi.
(bkz: İnsanlık Ay’a dönüyor. Bu kez kalıcı olarak! )
Dünya dışındaki tüm insanlı
uzay uçuşları, başta alçak Dünya yörüngesi (LEO) olmak üzere yörünge ve ay görevleriyle sınırlı. 2000'li yılların başından günümüze uzanan devam eden Mars Rovers, Mars Yörünge Keşif Aracı (MRO), Mars Ekspresi (Avrupa Uzay Ajansı), InSight dahil robotik görevler gerçekleştiriliyor. Bununla birlikte Ay, Dünya dışında insanların bulunduğu tek gök cismi olmaya devam ediyor.
Uzay yolculukları farklı yaşam alanları bulma, bilimsel çalışmalar yürütüp etkili yöntemler geliştirme açısından, hatta sadece, zifiri karanlıkta
mavi bilye misali parlayan Dünya'yı görüp insanın zihinsel gelişme yaşaması bakımından bile ciddi bir olumlu ilerlemedir.
Öte yandan karbondioksti, aliminyum oksit, hidroklorik asit gibi kirleticiler salınan roket fırlatmalarının çevresel etkisi, özellikle uzay faaliyetleri arttıkça endişe verici bir konudur. Ancak roket fırlatmalarının küresel kirliliğe genel katkısı, ulaşım, endüstriyel süreçler ve enerji üretimi gibi diğer insan faaliyetleriyle karşılaştırıldığında şu anda nispeten küçüktür.
Gerek uzayda, gerek Dünya üzerindeki keşifleri sürdürülebilirlikle dengeleyerek sistemler geliştirmek, sürdürülebilir davranışlar sergilemek insanlığın geçmişi, bugünü ve yarını için önemlidir. Son derece olumlu
Genel Bakış Etkisi deneyimi, uzay yolcularından daha fazla insana erişilebilir hale getirilebilirse, bir su gezegeni olan Dünya'mızda daha fazla bireyin tüm canlı varlıklar arasındaki bağlantıyı ve kolektif geleceğimizin sorumluluğunu derinden hissettiği daha sağlıklı ve daha duyarlı bir topluma katkıda bulunabilir.
Kaynaklar ve İleri Okuma:
TUA. Türkiye Uzayda. Türkiye Uzay Ajansı 2024. Türkiye’nin İlk Uzay Yolcuları ve
Uzay Görevi
NASA. National Aeronautics and Space Administration, Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi. Podcast: Space Hygiene. 2020.
Axiom Space. Axiom Mission 3. 2024. https://www.axiomspace.com/missions/ax3
Next Spaceflight. Falcon 9 Block 5 - Axiom Mission 3 (AX-3). 2024
NASA. NASA, Partners to Welcome Private Crew Aboard Space Station. 2024
ISS. International Space Station National Laboratory. https://www.issnationallab.org/
CCTV. (2021). China-Shenzhou-12/Living Conditions.www.cctvplus.com
Smith, L. (2023). Space Station and Spacecraft Environmental Conditions and Human Mental Health: Specific Recommendations and Guidelines. Life Sciences in Space Research.
Nie, H. Y., Ge, J., Liu, K. G., Yue, Y., Li, H., Lin, H. G., ... & Cui, Y. (2024). The Effects of Microgravity on Stem Cells and the New Insights It Brings to Tissue Engineering and Regenerative Medicine. Life Sciences in Space Research.
Wikipedia. List of spaceflight-related accidents and incidents. 2024
ChatGPT. Space, Microgravity, Environmental Control and Life Support System.
Voski, A. (2020). The ecological significance of the overview effect: Environmental attitudes and behaviours in astronauts. Journal of Environmental Psychology, 70, 101454.
Yaden, D. B., Iwry, J., Slack, K. J., Eichstaedt, J. C., Zhao, Y., Vaillant, G. E., & Newberg, A. B. (2016). The overview effect: Awe and self-transcendent experience in space flight. Psychology of Consciousness: Theory, Research, and Practice, 3(1), 1.
Stepanova, E. R., Quesnel, D., & Riecke, B. E. (2019). Space—A virtual frontier: How to design and evaluate a virtual reality experience of the overview effect. Frontiers in Digital Humanities, 6, 7.
Kim, D. W. (2022). Mars Space Exploration and Astronautical Religion in Human Research History: Psychological Countermeasures of Long-Term Astronauts. Aerospace, 9(12), 814.
Zhang, Q., Ding, L., Sun, C., Feng, H., Ma, Y., Chen, Y., ... & Nie, J. (2022). Effects of human thermophysiology and psychology in exposure to simulated microgravity. Acta Astronautica, 201, 445-453.
Arone, A., Ivaldi, T., Loganovsky, K., Palermo, S., Parra, E., Flamini, W., & Marazziti, D. (2021). The burden of space exploration on the mental health of astronauts: A narrative review. Clinical Neuropsychiatry, 18(5), 237.
Oluwafemi, F. A., Abdelbaki, R., Lai, J. C. Y., Mora-Almanza, J. G., & Afolayan, E. M. (2021). A review of astronaut mental health in manned missions: Potential interventions for cognitive and mental health challenges. Life sciences in space research, 28, 26-31.
Marazziti, D., Arone, A., Ivaldi, T., Kuts, K., & Loganovsky, K. (2022). Space missions: psychological and psychopathological issues. CNS spectrums, 27(5), 536-540.
Smith, L. M. (2022). The psychology and mental health of the spaceflight environment: A scoping review. Acta Astronautica, 201, 496-512.
Kanas, N., Sandal, G. M., Boyd, J. E., Gushin, V. I., Manzey, D., North, R., ... & Wang, J. (2013). Psychology and culture during long-duration space missions (pp. 153-184). Springer Berlin Heidelberg.
Suedfeld, P. (2003). Canadian space psychology: The future may be almost here. Canadian Psychology/Psychologie canadienne, 44(2), 85.
Frossard, E., Crain, G., de Azcárate Bordóns, I. G., Hirschvogel, C., Oberson, A., Paille, C., ... & Udert, K. M. (2023). Recycling nutrients from organic waste for growing higher plants in the Micro Ecological Life Support System Alternative (MELiSSA) loop during long-term space missions. Life Sciences in Space Research.
Weibel, D. L. (2020). The overview effect and the ultraview effect: How extreme experiences in/of outer space influence religious beliefs in astronauts. Religions, 11(8), 418.
Scott, J.M., Feiveson, A.H., English, K.L. et al. Effects of exercise countermeasures on multisystem function in long duration spaceflight astronauts. npj Microgravity 9, 11 (2023). https://doi.org/10.1038/s41526-023-00256-5
Krittanawong C, Singh NK, Scheuring RA, Urquieta E, Bershad EM, Macaulay TR, Kaplin S, Dunn C, Kry SF, Russomano T, et al. Human Health during Space Travel: State-of-the-Art Review. Cells. (2023); 12(1):40. https://doi.org/10.3390/cells12010040
Uyarı Bu web sitesinin içeriği bilgilendirme amaçlıdır ve kişisel tıbbi tavsiye verme amacı taşımaz. Sağlığınızla ilgili tüm sorularınız için sağlık uzmanına başvurmalısınız.
Hayat boyu beslenme : minell's projesi , hayatboyubeslenme,