Ana içeriğe atla

Uzaktan Dünya'ya bakmak: Mikro yerçekim rehberi

「Vazgeçmeyeceğiz keşfe çıkmaktan. Ve tüm keşiflerimizin sonu ise başladığımız yere varmak ve orayı anlamak olacak sil baştan.」 - T. S. Eliot

20. yüzyıl, hem savaş hem de sivil uçaklardaki hızlı gelişmelerin yanında, 1944'te V2 roketiyle başlayan uzay araştırmalarının başlangıcı açısından da eşsiz bir yüzyıldı.

Uzaya seyahat eden ilk insanlar ve kazalar

Uzaya çıkan ilk insan - kozmonot- astronot: 12 Nisan 1961 , Yuri Gagarin (Sovyetler Birliği - Vostok 1)

Uzaya çıkan ilk Amerikalı: 5 Mayıs 1961, Alan Shepard (ABD, Mercury-Redstone 3 -Freedom 7)

İki mürettebatlı uzay aracının aynı anda yörüngede olduğu ilk görev: 6 Ağustos 1961, Yuri Gagarin ve Alman Titov (Sovyetler Birliği, Vostok 2)

Dünyanın yörüngesine giren ilk Amerikalı: 20 Şubat 1962, John Glenn (ABD, Merkür-Atlas 6 - Friendship 7)

Uzaya çıkan ilk kadın: 16 Haziran 1963, Valentina Tereshkova (Sovyetler Birliği, Vostok 6)

Uzay yürüyüşü yapan ilk insan: 18 Mart 1965, Alexei Leonov (Sovyetler Birliği, Voskhod 2)

Uzay yürüyüşü yapan ilk Amerikalı: 3 Haziran 1965, Ed White (ABD, Gemini4)

Bir uzay görevi sırasında ölen ilk kişi: 24 Nisan 1967, Vladimir Komarov (Sovyetler Birliği, Soyuz 1)

Ay'da yürüyen ilk insanlar: 20 Temmuz 1969, Neil Armstrong - Buzz Aldrin (ABD, Apollo 11)

Evrenin en yalnız insanı: 20 Temmuz 1969, Michael Collins (ABD, Apollo 11)

Uzay görevinde yaşanan kazalar
Soyuz 1, 24 Nisan 1967'de paraşüt arızası nedeniyle yeniden giriş sırasında düştü ve kozmonot Vladimir Komarov'un kaybıyla sonuçlandı.

Apollo 1 27 Ocak 1967'de fırlatma öncesi test sırasında çıkan kabin yangını, astronotlar Virgil "Gus" Grissom, Edward H. White II ve Roger B. Chaffee'nin ölümüne yol açtı.

Uzay Mekiği Challenger, 28 Ocak 1986'da, havalandıktan 73 saniye sonra parçalandı ve yedi mürettebatın tamamının ölümüyle sonuçlandı. (bkz: Challenger faciasının karanlık yüzü)

Uzay Mekiği Columbia, 1 Şubat 2003'te yine bilinen bir sorunun düzeltilmemesi sonucu, Dünya'ya dönüş sırasında termal koruma sistemindeki hasar nedeniyle parçalandı ve yedi mürettebat üyesinin tamamının ölümüne yol açtı.

24 Ağustos 2011'de, insansız Rus kargo uzay aracı Progress M-34, Uluslararası Uzay İstasyonu'na ikmal görevi sırasında Soyuz-U roketinin üçüncü aşamasındaki bir arıza nedeniyle düştü.

31 Ekim 2014'teki bir test uçuşu sırasında uzay aracının geçiş yumuşatma sisteminin zamanından önce devreye girdiği düşünülen Virgin Galactic - SpaceShipTwo havada parçalanmasıyla pilot Michael Alsbury öldü, pilot Peter Siebold yaralandı.

24 Aralık 1968'de Apollo-8 astronotları Dünya'nın Ay yüzeyinin üzerinde yükselişine tanık olan ilk insanlar oldu. Sağ pencereden Ay'ı fotoğraflayan astronot, manzarayı gördü ve haykırdı:
    -Aman Tanrım, şuradaki tabloya bak! İşte Dünya yükseliyor. Ne kadar güzel!

Ünlü Earthrise isimli bu görüntü şimdiye kadar çekilmiş en etkili fotoğraf olarak kayıtlara geçti. ("Dünya'nın doğuşu" uzaydan çekilen ilk renkli fotoğrafının hikayesi )

Uzaya giden en yaşlı insan, Star Trek dizisi Kaptan Krik rolündeki adam 2021 yılında yaptığı uzay yolculuğundan o kadar etkilenmişti ki, iniş sonrasındaki sözleri uzayda geçirdiği üç dakikadan daha uzun sürdü.

Uzaya seyahat eden ilk Türk

Axiom Mission 3, Axiom Space tarafından Uluslararası Uzay İstasyonu'na düzenlenen ve SpaceX tarafından sağlanan Crew Dragon Freedom uzay aracının kullanıldığı üçüncü uzay görevidir. Uzaya çıkan ilk Türk astronot ile üç astronotun bulunduğu Avrupa vurgulu uçuş, 18 Ocak 2024 (erteleme: 19 Ocak) tarihinde Falcon 9 Block 5 roketi NASA'nın Kennedy Uzay Merkezi'nden fırlatılıyor. Ax-3'ün mürettebatı, yörüngedeki laboratuvarda iki hafta kaldıkları süre boyunca; komutan Michael López-Alegría, İtalya'dan pilot Walter Villadei, Türkiye'den görev uzmanı Alper Gezeravcı ve İsveç'ten ESA (Avrupa Uzay Ajansı) proje astronotu Marcus Wandt teknoloji gösterileri, öğrencilere yönelik sosyal yardımlar ve tıbbi araştırmalardan malzeme bilimine kadar çeşitli deneylere katılıyor.

Crew Dragon Uzay Aracı nasıl çalışıyor? (SpaceX)

Ax-3 Mission Araştırmalar

Türk Uzay yolcusu: 13 Deney (Türkiye Uzay Ajansı)

No 610: Uzaydaki ilk Türk astronot

Tüm bu insanların keşfe gittikleri yer uzay ve aydı, ama asıl keşfedilen Dünya'nın tam da kendisi oldu. Dünya'yı uzaydan - uzaktan görmenin, insanların kozmik perspektifini değiştirdiği pek çok kez kaydedildi. "Genel Bakış Etkisi- Overview Effect" olarak bilinen bu zihinsel değişim ilk kez 1987 yılında uzay yazarı Frank White tarafından "gezegenimize duyulan hayranlık ve ona bakma sorumluluğu duygusu" olarak tanımlandı.

Bu etki hem Dünya'nın kendisini görmek, hem de Dünya'yı evrenin arka planında görmekle ilgiliydi. Bu sonsuzluk ortamında yerçekimiyle gün algısı da değişiyordu. Genel bakış etkisine göre mevcut zaman algısınının oldukça Dünya'ya bağlı olduğunun farkındalığı gelişiyordu.

Bu etki sonsuz karanlıkta dikkat çekici canlı renkleriyle gezegenin bir ve bütün olduğu, tüm karasal sınırlamaların yalnızca mikro bir detaydan ibaret olduğu gerçeğiydi. Astronotlarla yapılan röportajlarda birbirine bağlılık hissinin arttığı ve Dünya'nın kırılgan ve benzersiz bir ekosistem olduğunun tüm ciddiyetiyle idrak edildiği bildirildi.

Pek çok astronot, uzay uçuşu deneyimi sırasında ve sonrasında alçakgönüllülük, huşu, maneviyat, dinginlik, minnettarlık, kişisel önceliklerin yeniden belirlenmesi ve derin bir amaç duygusu da dahil olmak üzere bir dizi duygusal etkiye değinmişti.

Genel Bakış Etkisinin olumlu psikolojik etkileri, astronotlar için zihinsel sağlığın iyileştirilmesine; sonsuz uzay ile izole, dar, karmaşık ve farklı doğa kanunların geçerli olduğu uzay aracında kapalı kalmanın getirdiği çoklu gerilimle başa çıkma kapasitesini artırmaya yardımcı bir psikoterapiydi.

Kozmonotlar için hem laboratuar hem de bir uzay hanı olan Uluslararası Uzay İstasyonu (ISS), kuruluşundan bu yana 30 yıla yakın bir süredir Dünya'nın alçak yörüngesinde dönmeye devam ediyor. ISS Dünya etrafındaki her dönüşüni 90 dakikada tamamlıyor. Bu istasyonun kubbe gözlemevinden Dünya'yı izlerken günde - daha doğru tabirle, Dünya'nın bir günü olan 24 saatte- 16 kez gün doğumu ve batımı izleniyor. (bkz: ESA: ISS- Sanal Tur, NASA: ISS Virtual tour)

2024 yıl başı itibariyle yörüngede iki uzay istasyonu bulunuyor: Uluslararası Uzay İstasyonu ve Tiangong Uzay İstasyonu. 2023'teki toplam 150 milyar dolarlık maliyetiyle şimdiye kadar yapılmış en pahalı şey olan ISS, 15 ülkeden beş uzay ajansının ortak çalışması olsa da, 2022'deki en son haliyle üç modülden oluşan Tiangong (天宫 Çince: Gökyüzü Sarayı) işletmesi yalnızca Çin Ulusal Uzay Ajansı CNSA'ya ait. 2011 ve 2016 yıllarında gönderilen ilk parçalar Tiangong 1 ve 2 tasarımı, 70lerde Sovyetler Birliği ve NASA tarafından fırlatılan ilk uzay istasyonları Salyut ve Skylab'a oldukça benzer. (bkz: İkinci Uzay İstasyonu CSS )

Bu iki uzay istasyonundaki yaşam çok benzer, ancak ikisinin yaş farkının da getirdiği bazı farklılıklar var. Astronotlar bilimsel deneyler ve bakım yaparken her gün yaklaşık iki saat egzersiz yapması gerekir. ISS'deki astronotlar, bazıları 25 yıldır uzayda bulunan eskiyen modüllerin bakımına giderek daha fazla zaman harcarken, Tiangong'daki bakım için ise minimum süre yeterlidir. ISS'de etrafı kaplayan kablo yumakları, Tiangong'da minimalist beyaz panellerin arkasında toplandığından donanımı daha modern ve ferahdır.

Uluslararası Uzay İstasyonunun Kuruluşu

ISS (Uluslararası Uzay istasyonu) nasıl inşa edildi?

İlk Görüşmeler (1984-1993): Uluslararası uzay istasyonu kavramı ilk olarak 1980'lerde önerildi ve Amerika Birleşik Devletleri, Rusya, Kanada, Avrupa ve Japonya arasında tartışmalar yaşandı. Soğuk Savaş'ın sona ermesi, uzay araştırmalarında eski rakipler arasındaki işbirliğini kolaylaştırdı.

Hükümetlerarası Anlaşmalar (1994): Katılımcı uzay ajansları, ISS programının ilkelerini ve yapısını özetleyen hükümetler arası anlaşmalar imzaladı. Bu anlaşmalar uzay istasyonunun tasarımı, inşası ve işletilmesinde uluslararası işbirliğine zemin hazırladı.

İlk Modül Zarya'nın Fırlatılması (1998): ISS'nin Zarya (Ruşça "Gündoğumu") adlı ilk modülü, 20 Kasım 1998'de bir Rus Proton roketi tarafından yörüngeye fırlatıldı. Zarya, ilk işlevsel kargo bloğu ve kontrol modülü olarak görev yaptı.

Yörüngede yapılan ilk Montaj - Node 1 Unity (1998): Aralık 1998'de, ABD Birlik modülü ISS'ye eklendi ve ilk Amerikan bileşeni oldu.

İlk Mürettebat (2000): İlk uzun süreli sakinler olan Expedition 1, ISS'ye Kasım 2000'de ulaştı.

Uluslararası İşbirliği - Rus Modüllerin Eklenmesi: Rusya, hizmet modülü haline gelen Zvezda (2000) ve bilimsel araştırma ve yerleşim modülleri ekledi.

Avrupa ve Japon Modülleri: Avrupa Uzay Ajansı (ESA) ve Japonya Havacılık ve Uzay Araştırma Ajansı (JAXA), ISS'ye sırasıyla Columbus (2008) ve Kibo (2008) laboratuvarları ve modüllerini ekledi.

Uzay Mekiği Uçuşları: NASA'nın Uzay Mekiği programı, ISS'nin kurulmasında çok önemli bir rol oynadı. Modülleri, bileşenleri ve mürettebat üyelerini teslim etmek için çok sayıda mekik görevi gerçekleştirildi. İstasyonun güç üreten güneş panelleri ve istasyonun çeşitli bileşenlerini destekleyen kafes yapısı, mekik görevleri sırasında eklendi.

Mürettebatlı Görevler ve Bilimsel Araştırma: Milenyumda insansız bir zaman bırakmama kararıyla ISS, Kasım 2000'den bu yana sürekli olarak dönüşümlü uluslararası mürettebat tarafından iskan edilmektedir. Bu ekipler, biyoloji, fizik, astronomi ve malzeme bilimi dahil multidisipliner bilimsel araştırmalar yürütmektedir.

Rus Soyuz: Rusya'nın Soyuz uzay aracı ve İlerleme kargo gemileri, mürettebat taşıma ve ikmal görevleri için vazgeçilmez olmuştur.

Ticari şirketler: Son yıllarda SpaceX gibi özel şirketler, Ticari İkmal Hizmetleri (CRS) ve Ticari Mürettebat Programı (CCP) gibi programlar aracılığıyla ISS'ye ikmal ve mürettebat taşımacılığına dahil olmaya başladı.

Ağ Geçidi Modülü (2021): Rusya, ISS'ye ek laboratuvar alanı ve işlevsellik ekleyen Nauka Çok Amaçlı Laboratuvar Modülünü başlattı.

ISS modüllerinde dolanmak

Uzay İstasyonları, çeşitli disiplinlerde bilimsel araştırma platformu olarak hem uzayda yaşama deneylerine hemde Dünya'da zorlayıcı ve imkanı olmayan Dünyaüstü deneylere olanak tanıyor. Her bir deneyin amaçları, açıklamaları, sonuçları ve görselleri hakkında bilgi edinmek için deney veritabanında arama yapılabiliyor.

Mikro yerçekimindeki akışkanların davranışı, Soğuk Atom Laboratuvarında (CAL) soğuk alevler olarak bilinen yanma süreçleri, ultra soğuk atom üreterek Bose-Einstein yoğunlaşması gibi temel fizik olaylarının incelenmesi ve kuantum deneyleri, yerçekiminin neden olduğu çökelmenin müdahalesi olmadan metal alaşımlarının katılaşmasının incelenmesi, ilaç ve elektronik uygulamalarda kullanılabilecek büyük tekdüze kristal oluşumları, robotik sistemler ve uzaktan sağlık uygulamalarında teletıp teknolojisinin değerlendirilmesi, balmumu solucanlarının uzayda plastikleri parçalama yeteneği, uzay yolculuğunun insan bedeni ve hastalıklar üzerindeki etkileri, bitkilerin tepkileri, uzay çiftçiliği için sürdürülebilir gıda üretimini içeren yaşam destek sisteminin geliştirilmesi ve mikroorganizmalar üzerinde çalışmalar da dahil devamlı araştırma projeleri gerçekleştiriliyor. İstasyonlarda gerçekleşen araştırmalar güncel olarak paylaşılıyor. (bkz: Uzayda mum alevi davranışı)

ESA: Uzayda İnsan Sağlığı

JAXA: Uzayda İnsan Vücuduna Ne Olur ?

NASA: Uzayda İnsan Vücudu

Sıvının Yeniden Dağılımı: Mikro yerçekiminde sıvılar alt ekstremitelerden üst gövdeye ve başa doğru kayar. Bu, yüzde şişkinliğe ve gözler üzerinde baskıya neden olarak görmeyi etkileyebilir. Sıvıların yeniden dağıtımı aynı zamanda kan hacmini ve basıncın düzenlenmesini de etkiler.

Ortostatik İntolerans: Mikro yerçekimi ortamından Dünya'ya dönen astronotlar, ayakta durduklarında kan basıncını ve kan dolaşımını sürdürmekte zorlandıkları ortostatik intolerans yaşayabilirler. Bu, baş dönmesine, bayılmaya ve normal Dünya aktivitelerini gerçekleştirmede zorluğa yol açabilir.

Kardiyovasküler Kondisyon Eksikliği: Mikro yerçekimine uzun süre maruz kalmak, kalbin yapısını ve fonksiyonunu etkileyen kardiyovasküler kondisyon kaybına yol açabilir. Azalmış kalp debisi, kalp boyutunda değişiklikler ve değişen vasküler tepkiler yaygın görülen sonuçlardır.

Bozulmuş Barorefleks Fonksiyonu: Kan basıncını düzenleyen barorefleks mikro yerçekiminde bozulabilir. Bu, duruş değişikliklerine uyum sağlamada ve kan basıncını sabit tutmada zorluklarla sonuçlanabilir.

Besin Emilimindeki Değişiklikler: Mikro yerçekimi, besinlerin sindirim sistemindeki emilimini etkileyebilir. Çalışmalar kalsiyum emiliminde kemik sağlığını etkileyebilecek değişiklikler ve demir metabolizmasında değişiklikler olduğunu göstermiştir.

Mikro Yerçekiminde Kan Dolaşımını Korumaya Yönelik Karşı Önlemler:

Egzersiz Protokolleri: Düzenli egzersiz rutinlerinin uygulanması, uzayda kardiyovasküler sağlığın korunması için çok önemlidir. Kas ve kardiyovasküler aktiviteyi uyarmak için direnç eğitimi, aerobik egzersizler ve koşu bandı egzersizleri kullanılır. (bkz: Uzun süreli uzay uçuşu astronotlarında egzersiz karşı önlemlerinin çoklu sistem işlevi üzerindeki etkileri)

Alt Vücut Negatif Basıncı (LBNP): LBNP cihazları, alt gövdeye negatif basınç uygulayarak yerçekiminin kardiyovasküler sistem üzerindeki etkilerini simüle eder. Bu, sıvı kaymalarını önlemeye yardımcı olur ve kan hacmini korur.

Sıvı Yükleme: Uçuş öncesi ve uçuş sırasında sıvı yükleme protokolleri, mikro yerçekimi ile ilişkili sıvı kaymalarını önlemeye yardımcı olmak için sıvı alımının arttırılmasını içerir. Bu, kan hacminin ve kardiyovasküler fonksiyonun korunmasına yardımcı olur.

Farmakolojik Müdahaleler: Diüretikler veya kardiyovasküler sistemi hedef alan ilaçlar gibi ilaçların, sıvı değişimlerinin ve ortostatik intoleransın etkilerini hafiflettiği düşünülebilir.

Yapay Yerçekimi: Bir uzay aracını döndürerek yapay yer çekimi oluşturmak, yer çekiminin kardiyovasküler sistem üzerindeki etkilerini simüle etmeye yardımcı olabilir. Bu yaklaşım henüz teorik ve deneysel aşamadadır.

Beslenmenin Optimize Edilmesi: Astronotların yeterli beslenmeyi, özellikle de kardiyovasküler sağlığı destekleyen besinleri almalarını sağlamak çok önemlidir. Bu, kan damarlarının ve kalp fonksiyonunun korunması için hayati önem taşıyan elektrolit dengesinin ve besin bileşenlerinin yönetilmesini içerir.

Ay veya Mars'ta uzun yıllar sürecek bir görev için yiyecek tedarik etmenin yollarını planlamak, uzayda yiyecek ve besin maddeleri üretmeyi gerektirir. İstasyonda mikroorganizmaların genellikle sebzelerde bulunanlar gibi hayati besinleri üretmesiyle uzayda sürdürülebilir besin temini planlanıyor. Bu sistem, Dünya'da gıda arzının yetersiz olduğu uzak bölgelerindeki insanlara beslenme sağlanmasına da yardımcı olabilir.

Bitkiler uzun süreli uzay görevleri için mini ilaç fabrikalarına dönüştürülüyor. Tıbbi olarak tasarlanıp kullanımında nasıl kompakt ve taşınabilir hale getirilebilecekleri test edilirken, bitkilerden ilaç eldesinde hem maaliyet hem zaman ve emek sarfının azaltılması üzerine çalışılıyor. Örneğin bu çalışmalardan birinde bir marul türünün genetiği değiştirilerek osteoporoz tedavisinde kullanılan paratiroid hormonu üretmesi sağlandı. Bu, mikro yerçekimden olumsuz etkilenen iskelet - kas sisteminde hasarı azaltmaya yönelik önemli bir araştırma oldu.

Dünya dışında yaşama alanlarının inşası üzerine Silikon Vadisinde yapılan bir araştırmada mantarın yapısından ilham alındı. Mantarın ağsı ana bölümünü oluşturan görünmeyen yer altı ipliklerini büyütebilecek teknolojiyle deriye benzer bir malzemeden gezegensel bir evin yapı taşlarına kadar yeni yapıların inşaası mümkün olabiliceği bildirildi.

Uzayda her türlü çöp ve atıkların yönetiminde farklı sistemler tasarlandı. Örneğin uzay istasyonunda idrar, sistemde toplanarak içme suyuna geri dönüştürülüyor. Diğer kanalizasyon elemanları ayrı sistemden toplanıp Dünya'ya dönen uzay aracına atılıyor.

Biyolojik üretim çalışmalarında maya, alg, planktonlar gibi mikroorganizmlar aracılığıyla organik atıklar, dışkı, plastik gibi atıkların geri dönüştürülmesi ve ihtiyaç duyulan plastik, yakıt için malzeme olarak kullanımı inceleniyor. (Bkz: Uzayda Günlük yaşam ve Hijyen)

NASA ve Rusya'nın farklı yönlere yatırım planı dolayısıyla 2031'de ISS'nin yörüngeden çıkacağı ve Pasifik Okyanusu'na çarparak bir devrin daha sona ereceği tahmin ediliyor. (Bkz: Bir Sonraki Uzay İstasyonu Nasıl Görünebilir?)

Önümüzdeki yıllarda Rusya ve Hindistan alçak Dünya yörüngesini hedeflerken, NASA'nın sıradaki uzay görevi; Apollo'nun kız kardeşi ismiyle Artemis. NASA, ESA, JAXA ve CSA dahil uluslararası ortaklarca yönetilen Ay keşif programı olarak Artemis II olan insanlı kalkış tarihi 2024 Kasım ayı (Erteleme 2025 Eylül) olarak planlandı. Artemis uzun vadede Ay'da kalıcı yapılar için temel atmak, yerleşmek ve en sonunda Mars'a insan göndermek için bir adım olarak görüldü. Ay'ın güney kutbunda donmuş halde su keşfedilmiş olması sebebiyle yerleşim hedefi olarak güney kutbu seçildi. (bkz: İnsanlık Ay’a dönüyor. Bu kez kalıcı olarak! )

Dünya dışındaki tüm insanlı uzay uçuşları, başta alçak Dünya yörüngesi (LEO) olmak üzere yörünge ve ay görevleriyle sınırlı. 2000'li yılların başından günümüze uzanan devam eden Mars Rovers, Mars Yörünge Keşif Aracı (MRO), Mars Ekspresi (Avrupa Uzay Ajansı), InSight dahil robotik görevler gerçekleştiriliyor. Bununla birlikte Ay, Dünya dışında insanların bulunduğu tek gök cismi olmaya devam ediyor.

Uzay yolculukları farklı yaşam alanları bulma, bilimsel çalışmalar yürütüp etkili yöntemler geliştirme açısından, hatta sadece, zifiri karanlıkta mavi bilye misali parlayan Dünya'yı görüp insanın zihinsel gelişme yaşaması bakımından bile ciddi bir olumlu ilerlemedir.

Öte yandan karbondioksti, aliminyum oksit, hidroklorik asit gibi kirleticiler salınan roket fırlatmalarının çevresel etkisi, özellikle uzay faaliyetleri arttıkça endişe verici bir konudur. Ancak roket fırlatmalarının küresel kirliliğe genel katkısı, ulaşım, endüstriyel süreçler ve enerji üretimi gibi diğer insan faaliyetleriyle karşılaştırıldığında şu anda nispeten küçüktür.

Gerek uzayda, gerek Dünya üzerindeki keşifleri sürdürülebilirlikle dengeleyerek sistemler geliştirmek, sürdürülebilir davranışlar sergilemek insanlığın geçmişi, bugünü ve yarını için önemlidir. Son derece olumlu Genel Bakış Etkisi deneyimi, uzay yolcularından daha fazla insana erişilebilir hale getirilebilirse, bir su gezegeni olan Dünya'mızda daha fazla bireyin tüm canlı varlıklar arasındaki bağlantıyı ve kolektif geleceğimizin sorumluluğunu derinden hissettiği daha sağlıklı ve daha duyarlı bir topluma katkıda bulunabilir.

Kaynaklar ve İleri Okuma:

T S Eliot. Four Quartets, Little Gidding. Gardners Books, Main edition, April 30, 2001 (1943).
We shall not cease from exploration
And the end of all our exploring
Will be to arrive where we started
And know the place for the first time.
Through the unknown, remembered gate
When the last of earth left to discover
Is that which was the beginning;
At the source of the longest river
The voice of the hidden waterfall
And the children in the apple-tree
Not known, because not looked for
But heard, half-heard, in the stillness
Between two waves of the sea.

TUA. Türkiye Uzayda. Türkiye Uzay Ajansı 2024. Türkiye’nin İlk Uzay Yolcuları ve Uzay Görevi

NASA. National Aeronautics and Space Administration, Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi. Podcast: Space Hygiene. 2020.

Axiom Space. Axiom Mission 3. 2024. https://www.axiomspace.com/missions/ax3

Next Spaceflight. Falcon 9 Block 5 - Axiom Mission 3 (AX-3). 2024

NASA. NASA, Partners to Welcome Private Crew Aboard Space Station. 2024

ISS. International Space Station National Laboratory. https://www.issnationallab.org/

CCTV. (2021). China-Shenzhou-12/Living Conditions.www.cctvplus.com

Smith, L. (2023). Space Station and Spacecraft Environmental Conditions and Human Mental Health: Specific Recommendations and Guidelines. Life Sciences in Space Research.

Nie, H. Y., Ge, J., Liu, K. G., Yue, Y., Li, H., Lin, H. G., ... & Cui, Y. (2024). The Effects of Microgravity on Stem Cells and the New Insights It Brings to Tissue Engineering and Regenerative Medicine. Life Sciences in Space Research.

Wikipedia. List of spaceflight-related accidents and incidents. 2024

ChatGPT. Space, Microgravity, Environmental Control and Life Support System.

Voski, A. (2020). The ecological significance of the overview effect: Environmental attitudes and behaviours in astronauts. Journal of Environmental Psychology, 70, 101454.

Yaden, D. B., Iwry, J., Slack, K. J., Eichstaedt, J. C., Zhao, Y., Vaillant, G. E., & Newberg, A. B. (2016). The overview effect: Awe and self-transcendent experience in space flight. Psychology of Consciousness: Theory, Research, and Practice, 3(1), 1.

Stepanova, E. R., Quesnel, D., & Riecke, B. E. (2019). Space—A virtual frontier: How to design and evaluate a virtual reality experience of the overview effect. Frontiers in Digital Humanities, 6, 7.

Kim, D. W. (2022). Mars Space Exploration and Astronautical Religion in Human Research History: Psychological Countermeasures of Long-Term Astronauts. Aerospace, 9(12), 814.

Zhang, Q., Ding, L., Sun, C., Feng, H., Ma, Y., Chen, Y., ... & Nie, J. (2022). Effects of human thermophysiology and psychology in exposure to simulated microgravity. Acta Astronautica, 201, 445-453.

Arone, A., Ivaldi, T., Loganovsky, K., Palermo, S., Parra, E., Flamini, W., & Marazziti, D. (2021). The burden of space exploration on the mental health of astronauts: A narrative review. Clinical Neuropsychiatry, 18(5), 237.

Oluwafemi, F. A., Abdelbaki, R., Lai, J. C. Y., Mora-Almanza, J. G., & Afolayan, E. M. (2021). A review of astronaut mental health in manned missions: Potential interventions for cognitive and mental health challenges. Life sciences in space research, 28, 26-31.

Marazziti, D., Arone, A., Ivaldi, T., Kuts, K., & Loganovsky, K. (2022). Space missions: psychological and psychopathological issues. CNS spectrums, 27(5), 536-540.

Smith, L. M. (2022). The psychology and mental health of the spaceflight environment: A scoping review. Acta Astronautica, 201, 496-512.

Kanas, N., Sandal, G. M., Boyd, J. E., Gushin, V. I., Manzey, D., North, R., ... & Wang, J. (2013). Psychology and culture during long-duration space missions (pp. 153-184). Springer Berlin Heidelberg.

Suedfeld, P. (2003). Canadian space psychology: The future may be almost here. Canadian Psychology/Psychologie canadienne, 44(2), 85.

Frossard, E., Crain, G., de Azcárate Bordóns, I. G., Hirschvogel, C., Oberson, A., Paille, C., ... & Udert, K. M. (2023). Recycling nutrients from organic waste for growing higher plants in the Micro Ecological Life Support System Alternative (MELiSSA) loop during long-term space missions. Life Sciences in Space Research.

Weibel, D. L. (2020). The overview effect and the ultraview effect: How extreme experiences in/of outer space influence religious beliefs in astronauts. Religions, 11(8), 418.

Scott, J.M., Feiveson, A.H., English, K.L. et al. Effects of exercise countermeasures on multisystem function in long duration spaceflight astronauts. npj Microgravity 9, 11 (2023). https://doi.org/10.1038/s41526-023-00256-5

Krittanawong C, Singh NK, Scheuring RA, Urquieta E, Bershad EM, Macaulay TR, Kaplin S, Dunn C, Kry SF, Russomano T, et al. Human Health during Space Travel: State-of-the-Art Review. Cells. (2023); 12(1):40. https://doi.org/10.3390/cells12010040

Uyarı Bu web sitesinin içeriği bilgilendirme amaçlıdır ve kişisel tıbbi tavsiye verme amacı taşımaz. Sağlığınızla ilgili tüm sorularınız için sağlık uzmanına başvurmalısınız.

Hayat boyu beslenme : minell's projesi , hayatboyubeslenme,

En çok okunanlar

Stresle başetme: Huzuru bulmanın yolu

「 Çözüm roket tasarlayıp fırlatmakta yada bilimde teknolojide değil. Özgüvende cesarette bile değil. Çözüm akılda, kalpte, gönülde. İnanç her neredeyse çözüm orada. Hapsolmuş, kaybolmuş, yalnız çaresiz kalmış, yolunu şaşırmış insanlığın çözümü.. 」

Hayat Boyu Beslenme: Bilinmeyen

「 Tek gerçek bilgelik, hiçbir şey bilmediğini bilmektir. 」

Bilinçli yemek: Aralıklı açlık nedir nasıl uygulanır

Son dönemin en çok araştırma yapılan konulardan biri de açlık . Çoğunluğu hayvanlar üzerinde denenmiş olmakla birlikte çalışmaların verdiği sonuçlar açlık hakkında daha olumlu düşünmeye teşvik ediyor. Daha çok insan temelli araştırmaya ihtiyaç olduğu kesin. Fakat eldeki verilerin önemli bir kısmı en basit ifadeyle, aralıklı açlık ile iyileşen insülin duyarlılığı, azalan büyüme horomonu ve insülin benzeri büyüme faktörü 1 ( IGF-1 ) olduğunu gösteriyor. Bu da daha düzenli kan şekeri, daha az yağ tutulumu ve daha az yaşlanma demek aslında. ( farklı sonuçlar: insülin direnci , artan büyüme hormonu ) Aralıklı açlık nedir? Tıpta aralıklı oruç ( intermittent fasting ), dönüşümlü açlık ve zaman kısıtlı açlık gibi türleri olan bilinçli aç kalma hali. Aslında eskiden beri kültürlerin ve çoğu inancın da bir parçası. Türk kültüründe 'azı karar çoğu zarar' deyişi, İslami bakışta ' insana belini doğrultacak iki lokma yeter, bununla yetinmezse midenin en çok üçte biri yeme

COVID-19: Hastalıkla ilişkili bulunan kriter

Dünya Sağlık Örgütü ( WHO ) tarafından 11 Mart 2020'de küresel salgın ilan edilen yeni koronavirüs hastalığı ( COVID - 19 ) için aşı çalışmaları ve aşıya karşı çelişkili görüşler devam ederken, insanımıza düşen ilk ve öncelikli tedbir kontrollü sosyal hayattır. Pandeminin getirdiği kısıtlamalar alışkanlıkları ve hayat kalitesi n i farklı şekilde etkilemiş olabilir. Fakat pandemi krizi nde süreci kısaltacak başetme yollarıda yok değil. Koronavirüs, diğer viral enfeksiyonlarda olduğu gibi kronik hastalıkların bulunduğu ve bağışıklık sisteminin zayıfladığı durumlarda daha riskli olabiliyor. Bu riskinin azaltılmasında ve bağışıklığı artırmada düzenli orta düzey fiziksel hareket , uygun beslen m e ve kaliteli uyku yu içeren hayat biçimi nin önemli bir rolü olabilir. Koronavirüs salgını içinde yaklaşan ikinci Ramazan ayında orucun , yeterli sıvı alımı, etkili beslenme ve uygun egzersiz ile desteklenmesi bağışıklık sistemini iyileştirebilir . Şuana kadar kanıtlanmış te

Depreme hazırlıklı olmak: Erken uyarı sistemi

D ünyadaki en yoğun üç deprem kuşağından biri, Alp-Himalaya Deprem Kuşağında yer alan bir deprem ülkesi Türkiye 6 Şubat'a depremle uyanır. Depremden saatler sonra yakın uzak birçok ildeki telefonlarda erken uyarı sisteminin yeni bir deprem ikazı vermesiyle saniyeler içinde sarsıntı başlar. Maraş'ı ikinci yıkıcı deprem vurmuştur.

Göbek yağının tehlikesi ve yağ yakmanın matematiği

B el çevresinde göze çarpan bir yağlanma oluşmaya başlamışsa dikkat! Çünkü bu genişleme insulin direncinden, polikistik over sendromuna (PCOS), depresyona, demansa, uyku apnesine, kalp damar hastalıklarına, karaciğer yağlanmasına, kolon, meme, prostat kanserlerine kadar birçok hayati sorun için ihtardır.

Çay: Demleme şekli ve antioksidan etkisi

Türkiye ve dünya genelinde sudan sonra çay , en çok tüketilen içeceklerden biridir. Camellia Sinensis adlı çay bitkisinin yaprakları; soldurma, fermantasyon, kıvırma, kurutma gibi işlemlemlerden geçirilir. İşlem farklılığını göre beyaz, yeşil, matcha , oolong, siyah ve pu-erh çayları elde edilir. Çayda kafein (tein) ve antihipertansif, karaciğer koruyucu, rahatlatıcı, sakinleştirici etkisi olduğu düşünülen, çaya umami tad veren L-teanin ile birlikte 4000 civarında madde bulunur. Fiziksel ve psikolojik sağlık üzerinde olası etkilerinden dolayı EGCG (epi gallo kateşin gallat) çayın en çok araştırılan bileşenlerinden biridir. Antioksidan kapasitesi yüksek bir bileşik olan EGCG, C vitamininden 20 kat, E vitamininden 30 kat daha aktif tir. Bir flavonoid grubu polifenol olan kateşin ve türevleri (EGCG, ECG, EGC, EC); beyaz, sarı ve yeşil çayın temel bileşenleridir. Çayın kendine özgü acı - buruk tadını verir. Oolong ve siyah çay gibi yarı ve tam fermente çay üretimi için gene

Bağırsak Beyin: Mikrobiyota nedir ne yapar

Antik Yunanca'da « küçük asa » anlamına gelen bakterilerin çoğunlukta olduğu, ve mantar, arke, virüsleri de içeren mikroorganizma topluluğuna mikrobiyota , mikro biyom yada mikrobiyal ekosistem adı verilir. İnsan mikrobiyotası ilk, anne karnında - doğum sırasında oluşmaya başlayıp yetişkin insanda, insan hücre sayısının 1.3 - 2.2 katına ve 1.5- 2 kilogram ağırlığı ile insan beyni ağırlığına ulaşır. Deri, ağız, burun, solunum sistemi, sindirim sistemi ve ürogenital sistem dahil vücudun iç ve dış bölgelerinde yaygın olarak bulunurken, bağırsak mikrobiyatası insan vücudundaki en kalabalık yerleşim yeridir, bağırsak florası olarak da adlandırılır. Henüz anlaşılamayan yollarla enterik sinir sistemi (ESS) ve merkezi sinir sisteminde (MSS) etkili olan bağırsak mikrobiyatası ; vitamin (B1, B5, B7, B9, B12, K2), nöro transmiter (serotonin, dopamin, GABA), metabolizma ve iştahı düzenleyen kısa zincirli yağ asitleri ( bütirik asit , propionik asit, asetik asit), konjuge lino

Acı su gerçekleri: Ne kadar su harcıyoruz?

Hepimizin 💧 suya ihtiyacı var ama yeryüzünde suyun sadece % 2️.5 'i tatlı 💧 su yani içilebilir 🚰 su.

Ödem nasıl atılır

Dokularda sıvı birikmesiyle oluşan ödem, periferik olan türünde cilde baskı uygulandığında bir süre çöküp kalan şişliktir. Fazla tuz tüketimi, hareketsizlik, altta yatan bir hastalık, bazı ilaçlar, stres, mens dönemi ( PMS ) ve gebe lik gibi hormonal değişimler, uzun dönem proteinden yetersiz beslenme bu şişliğin nedeni olabilir. Uzun süre inmeyen şişlikte gecikmeden sağlık kuruluşuna başvurmak önemlidir. Nefes almada güçlük, ağrı gibi belirtilerde acil yardım gerekir. En temel tedavi bireye ve mevcut hastalıklarına uygun makro - mikro besin ögeleri ve biyoaktif bileşenleri içeren doğru bir beslenme düzeninin dahil olduğu hayat tarzı değişikliğidir: - Ölçülü ve doğru olmak. Yararlı olanı zararlı yapan miktarıdır. İhtiyaç fazlası olan, yanlış olan bedene maddi ve manevi yük olduğu gibi başka sorunlara da yol açabilir. Bir iki mevsimlik bitkilerin her zaman ulaşılabilir olması talebin yanlış olduğunu gösterir. Daha çok daha büyük ürün hedefiyle ilaçlara boğulmuş, sistemini şa