Ana içeriğe atla

Bilim çağında mütevazi kalabilmek

".. aklı, zekayı sat da hayranlığı satın al!.. " - Celâleddîn-i Rûmî

Hızlı cevapların, yarına yararına bakmadan bilgi devşirmenin ve sürekli fikirlerin olduğu bir dünyada, "bilmiyorum" demek riskli gelebilir. Yine de, bu basit ifade gerçek anlayış için en güçlü başlangıç noktası olabilir.

Akıllı olmanın her zaman doğru cevaplara sahip olmak anlamına geldiğini düşünebilirsiniz. Ancak psikologlar ve beyin araştırmacıları farklı bir şey söylüyor. En zeki öğrenciler genellikle en mütevazı olanlar ve bu niteliğe entelektüel tevazu deniyor, basitçe bilginizin sınırlı olduğunu bilme ve yeni fikirlere açık olma hali. Çalışmalar, entelektüel tevazuya sahip kişilerin problem çözmede daha iyi, daha meraklı ve başkalarından öğrenmeye daha açık olduğunu ve karmaşık bilgileri işlemede daha iyi olduğunu göstermiştir. Ayrıca eleştirel düşünme, yeni kanıtlar sunulduğunda görüşlerini değiştirme ve kendi bakış açılarından farklı bakış açıları arama olasılıkları daha yüksektir.

Beynin nasıl öğrendiğini düşünürsek bu pek şaşırtıcıda sayılmaz. "Yanılıyor olabilirim" veya "henüz bilmiyorum" dediğimizde beynimiz aslında daha uyanık ve öğrenmeye hazır hale gelir. Sanki gurur veya korkuyla kilitlenmiş bir kapıyı açıyormuşuz gibi.

Nörobilim bize öğrenmenin yeni girdilere dayalı zihinsel modelleri sürekli güncelleme süreci olduğunu söyler. Her şeyi zaten bildiğimize inandığımızda, beyin yeni bilgilere daha az tepki verir. Ancak bilgimizdeki boşlukları kabul ettiğimizde, beyindeki merak ve dikkatten sorumlu bölgeleri harekete geçiririz. Ki beynin ön singulat korteks gibi belirli bölgelerinin yeni bir şey öğrenmeye açık olduğumuzda aydınlandığı bile bulundu. Kısacası, alçakgönüllülük zihni tam anlamıyla açıyor. Yani, mütevazı olmak daha az bildiğiniz anlamına gelmiyor. Daha fazlasını bilmeye hazır olduğunuz anlamına geliyor.

Be Humble, and Proudly, Psychologists Say

Buna karşılık, kendi zekamıza veya görüşlerimize aşırı bağlandığımızda, belki de alimlikten arif olana giden yolda sapan bir yola giriliyor. Bu anlamda zekâ, egonun haklı olma, bilgili görünme, anlatıyı kontrol etme arzusunu temsil ediyor. Ancak gerçek öğrenme, hayret etmeye , şaşırmaya, tüm cevaplara sahip olmamaya, bilinmeyene hayranlık duymaya istekli olmayı gerektiriyor. Başka bir deyişle, sadece akıllı olmaya çalışmaktan ziyade meraklı olmak, şaşırmak, ilk kez görüyormuşçasına sorgulayarak bakabilmek, öğrenmeye istekli olmak anahtar kelimeler olsa gerek.

Modern eğitim genellikle gerçeklere, mantığa ve test puanlarına odaklanır. Ancak dünyadaki birçok manevi gelenek bize öğrenmenin görebildiğimiz veya ölçebildiğimizden daha fazlası olduğunu öğretir.

Yoga ve Doğu felsefesinde çakra fikri vardır, hani şu vücuttaki enerji merkezleri dedikleri. Çakraları açmaktan bahsettiğimizde , sadece ruhsal sembolizmden daha fazlasıdır. Bunlardan biri olan üçüncü göz çakrasının , yüzeyin ötesini görmemize, sezgilerimizi ve içsel bilgeliğimizi kullanmamıza yardımcı olduğu söylenir. Bu farkındalığı geliştirdiğimizde, kelimelerin veya mantığın ötesine geçen bir bilgi biçimine erişmeye başlarız.Meditasyon veya bilinçli nefes alma gibi uygulamalar, batıl inançlar için değil, berraklık, odaklanma ve içsel huzur için kendimizin bu daha derin kısımlarını açmaya yardımcı olur.

Bilim henüz bu deneyimleri tam olarak açıklamıyor olabilir, ancak bu onları daha az gerçek veya değerli kılmaz. Birçok bilimsel keşif sezgi veya bir önsezi ile başladığı gibi, ruhsal içgörü de bizi daha sonra akıl yoluyla doğrulanan gerçeklere götürebilir. Anahtar, açık bir tutum sürdürmektir - kontrol etmeye veya hemen anlamaya ihtiyaç duymadan keşfetmeye istekli olmaktır.

Neyse ki, bilim ve maneviyat arasındaki sınırların daha akışkan hale geldiği bir zamanda yaşıyoruz. Sinirbilim, psikoloji ve tefekkür çalışmaları gibi alanlar, farkındalık ve meditasyon gibi uygulamaların beyni nasıl değiştirdiğini, refahı nasıl iyileştirdiğini ve öğrenmeyi nasıl geliştirdiğini keşfetmeye başlıyor. Dr. Daniel Siegel ve Dr. Andrew Newberg gibi araştırmacılar, manevi deneyimlerin bilişsel işlevi, duygusal düzenlemeyi ve hatta fiziksel sağlığı nasıl etkilediğini araştırıyor.

Tüm bu çalışmaların işaret ettiği şey, hem rasyonel düşünceyi hem de sezgisel bilgeliği onurlandıran daha geniş, daha kapsayıcı bir bilgi anlayışıdır . Ve bu bütünleşmenin kalbinde alçakgönüllülük vardır: tüm cevaplara sahip olmadığımızı , ancak açık kalırsak her zaman büyüme, gelişme ve daha fazlasını öğrenme kapasitesine sahip olduğumuzu kabul etmek.

Öyleyse, Mevlana'nın tavsiye ettiği gibi, zekamızı, hayret ve haşyetle; kesinliğin rahatlığını keşfin sevinciyle takas etmeli.

Kaynaklar ve İleri Okuma:

Ratul Mahjabin, M., & Baten, R. A. (2025). The Wisdom of Intellectually Humble Networks. arXiv e-prints, arXiv-2502. https://ui.adsabs.harvard.edu/abs/2025arXiv250202015R/abstract

Van Tongeren, D. R., Davis, D. E., Hook, J. N., & Witvliet, C. vanOyen. (2019). Humility. Current Directions in Psychological Science, 28(5), 463-468. https://doi.org/10.1177/0963721419850153 (Original work published 2019)

https://www.bbc.com/worklife/article/20210222-how-a-beginners-mindset-can-help-you-learn-anything

Porter, T., & Schumann, K. (2018). Intellectual humility and openness to the opposing view. Self and Identity, 17(2), 139–162. https://doi.org/10.1080/15298868.2017.1361861

Leary MR, Diebels KJ, Davisson EK, Jongman-Sereno KP, Isherwood JC, Raimi KT, Deffler SA, Hoyle RH. Cognitive and Interpersonal Features of Intellectual Humility. Pers Soc Psychol Bull. 2017 Jun;43(6):793-813. doi: 10.1177/0146167217697695. Epub 2017 Mar 17. PMID: 28903672.

Newberg, A., & Waldman, M. R. (2009). How God Changes Your Brain: Breakthrough Findings from a Leading Neuroscientist. Ballantine Books.

Hook, J. N., Davis, D. E., Owen, J., Worthington, E. L., Jr., & Utsey, S. O. (2013). Cultural humility: Measuring openness to culturally diverse clients. Journal of Counseling Psychology, 60(3), 353–366. https://doi.org/10.1037/a0032595


Uyarı Bu web sitesinin içeriği bilgilendirme amaçlıdır ve kişisel tıbbi tavsiye verme amacı taşımaz. Sağlığınızla ilgili tüm sorularınız için sağlık uzmanına başvurmalısınız.

hayatboyubeslenme Hayat Boyu Beslenme

En çok okunanlar

Stresle başetme: Huzuru bulmanın yolu

「 Çözüm roket tasarlayıp fırlatmakta yada bilimde teknolojide değil. Özgüvende cesarette bile değil. Çözüm akılda, kalpte, gönülde. İnanç her neredeyse çözüm orada. Hapsolmuş, kaybolmuş, yalnız çaresiz kalmış, yolunu şaşırmış insanlığın çözümü.. 」

Hayat Boyu Beslenme: Bilinmeyen

「 Tek gerçek bilgelik, hiçbir şey bilmediğini bilmektir. 」

Bilinçli yemek: Aralıklı açlık nedir nasıl uygulanır

Son dönemin en çok araştırma yapılan konulardan biri de açlık . Çoğunluğu hayvanlar üzerinde denenmiş olmakla birlikte çalışmaların verdiği sonuçlar açlık hakkında daha olumlu düşünmeye teşvik ediyor. Daha çok insan temelli araştırmaya ihtiyaç olduğu kesin. Fakat eldeki verilerin önemli bir kısmı en basit ifadeyle, aralıklı açlık ile iyileşen insülin duyarlılığı, azalan büyüme horomonu ve insülin benzeri büyüme faktörü 1 ( IGF-1 ) olduğunu gösteriyor. Bu da daha düzenli kan şekeri, daha az yağ tutulumu ve daha az yaşlanma demek aslında. ( farklı sonuçlar: insülin direnci , artan büyüme hormonu ) Aralıklı açlık nedir? Tıpta aralıklı oruç ( intermittent fasting ), dönüşümlü açlık ve zaman kısıtlı açlık gibi türleri olan bilinçli aç kalma hali. Aslında eskiden beri kültürlerin ve çoğu inancın da bir parçası. Türk kültüründe 'azı karar çoğu zarar' deyişi, Japon adalarında 'hara hachi bunme' (腹八分目) yani 'midenin (onda) sekizlik kısmı' olarak tercüm...

Depreme hazırlıklı olmak: Erken uyarı sistemi

D ünyadaki en yoğun üç deprem kuşağından biri, Alp-Himalaya Deprem Kuşağında yer alan bir deprem ülkesi Türkiye 6 Şubat'a depremle uyanır. Depremden saatler sonra yakın uzak birçok ildeki telefonlarda erken uyarı sisteminin yeni bir deprem ikazı vermesiyle saniyeler içinde sarsıntı başlar. Maraş'ı ikinci yıkıcı deprem vurmuştur.

Göbek yağının tehlikesi ve yağ yakmanın matematiği

B el çevresinde göze çarpan bir yağlanma oluşmaya başlamışsa dikkat! Çünkü bu genişleme insulin direncinden, polikistik over sendromuna (PCOS), depresyona, demansa, uyku apnesine, kalp damar hastalıklarına, karaciğer yağlanmasına, kolon, meme, prostat kanserlerine kadar birçok hayati sorun için ihtardır.

COVID-19: Hastalıkla ilişkili bulunan kriter

Dünya Sağlık Örgütü ( WHO ) tarafından 11 Mart 2020'de küresel salgın ilan edilen yeni koronavirüs hastalığı ( COVID - 19 ) için aşı çalışmaları ve aşıya karşı çelişkili görüşler devam ederken, insanımıza düşen ilk ve öncelikli tedbir kontrollü sosyal hayattır. Pandeminin getirdiği kısıtlamalar alışkanlıkları ve hayat kalitesi n i farklı şekilde etkilemiş olabilir. Fakat pandemi krizi nde süreci kısaltacak başetme yollarıda yok değil. Koronavirüs, diğer viral enfeksiyonlarda olduğu gibi kronik hastalıkların bulunduğu ve bağışıklık sisteminin zayıfladığı durumlarda daha riskli olabiliyor. Bu riskinin azaltılmasında ve bağışıklığı artırmada düzenli orta düzey fiziksel hareket , uygun beslen m e ve kaliteli uyku yu içeren hayat biçimi nin önemli bir rolü olabilir. Koronavirüs salgını içinde yaklaşan ikinci Ramazan ayında orucun , yeterli sıvı alımı, etkili beslenme ve uygun egzersiz ile desteklenmesi bağışıklık sistemini iyileştirebilir . Şuana kadar kanıtlanmış te...

Çay: Demleme şekli ve antioksidan etkisi

Türkiye ve dünya genelinde sudan sonra çay , en çok tüketilen içeceklerden biridir. Camellia Sinensis adlı çay bitkisinin yaprakları; soldurma, fermantasyon, kıvırma, kurutma gibi işlemlemlerden geçirilir. İşlem farklılığını göre beyaz, yeşil, matcha , oolong, siyah ve pu-erh çayları elde edilir. Çayda kafein (tein) ve antihipertansif, karaciğer koruyucu, rahatlatıcı, sakinleştirici etkisi olduğu düşünülen, çaya umami tad veren L-teanin ile birlikte 4000 civarında madde bulunur. Fiziksel ve psikolojik sağlık üzerinde olası etkilerinden dolayı EGCG (epi gallo kateşin gallat) çayın en çok araştırılan bileşenlerinden biridir. Antioksidan kapasitesi yüksek bir bileşik olan EGCG, C vitamininden 20 kat, E vitamininden 30 kat daha aktif tir. Bir flavonoid grubu polifenol olan kateşin ve türevleri (EGCG, ECG, EGC, EC); beyaz, sarı ve yeşil çayın temel bileşenleridir. Çayın kendine özgü acı - buruk tadını verir. Oolong ve siyah çay gibi yarı ve tam fermente çay üretimi için gene...

Bağırsak Beyin: Mikrobiyota nedir ne yapar

Antik Yunanca'da « küçük asa » anlamına gelen bakterilerin çoğunlukta olduğu, ve mantar, arke, virüsleri de içeren mikroorganizma topluluğuna mikrobiyota , mikro biyom yada mikrobiyal ekosistem adı verilir. İnsan mikrobiyotası ilk, anne karnında - doğum sırasında oluşmaya başlayıp yetişkin insanda, insan hücre sayısının 1.3 - 2.2 katına ve 1.5- 2 kilogram ağırlığı ile insan beyni ağırlığına ulaşır. Deri, ağız, burun, solunum sistemi, sindirim sistemi ve ürogenital sistem dahil vücudun iç ve dış bölgelerinde yaygın olarak bulunurken, bağırsak mikrobiyatası insan vücudundaki en kalabalık yerleşim yeridir, bağırsak florası olarak da adlandırılır. Henüz anlaşılamayan yollarla enterik sinir sistemi (ESS) ve merkezi sinir sisteminde (MSS) etkili olan bağırsak mikrobiyatası ; vitamin (B1, B5, B7, B9, B12, K2), nöro transmiter (serotonin, dopamin, GABA), metabolizma ve iştahı düzenleyen kısa zincirli yağ asitleri ( bütirik asit , propionik asit, asetik asit), konjuge lino...

Acı su gerçekleri: Ne kadar su harcıyoruz?

Hepimizin 💧 suya ihtiyacı var ama yeryüzünde suyun sadece % 2️.5 'i tatlı 💧 su yani içilebilir 🚰 su.

Aralıklı açlık: Sağlık etkileri

Uluslararası Hastalık Sınıflama ( ICD-11 ) kılavuzunda 5A00–5D46 kodlu Endokrin, Nutrisyonel ve Metabolik Hastalıklar sınıfında yer alan metabolik sendrom; artmış bel çevresi, yüksek kan basıncı, yüksek trigliserit, düşük HDL, bozulmuş açlık kan şekeri gibi faktörlerden en az üçünü içeren bir modern zaman sağlık sorunudur.  Genetik eğilim bir neden olmakla birlikte, temelinde masabaşı işlerle yaygınlaşan hareketsiz hayat, hazır besin zincirlerine bağımlı ve/ veya gereğinden fazla ve sağlıksız beslenmenin neden olduğu insülin direnci yatar. Bu sorunun önlenmesinde temel yöntem ise stres , si ga ra , al k ol üçlüsünden uzak, fiziksel olarak hareketli ve beslenme düzeninin de planlandığı hayat tarzı değişikliğidir. Toplumda yaygın bazı kanser türlerini de tetikleyebilen metabolik sendromun tedavisinde aralıklı açlık , yararlı bir etki oluşturabilir. Başlangıç ve bitiş zamanına göre aralıklı açlık iki sınıfa ayrılır: Şafakta başlayıp günbatımında biten, çoğunlukla insanların...