Ana içeriğe atla

A noktasından B noktasına gitmek

S
ingapur, trafik sorunlarını çözme ve ulaşımı daha akıllı ve daha yeşil hale getirme konusunda dünya çapında lider bir rol üstlendi. Şehir, insanların hareketini dönüştüren bir dizi akıllıca politika uygulayarak büyük bir adım attı. Çeşitli sistemlerle seyahat daha hızlı, daha sorunsuz ve daha çevreci hale gelirken, aynı zamanda şehrin altyapısını geliştirmek için gerekli fonları topladı.

Bu sistemlerden ilki Bölge Lisans Sistemine göre, belirli yoğun bölgelerine girebilmek için sürücüler bir ücret ödemek zorunda. Bu sistem, özellikle yoğun saatlerde bu bölgelere giren araç sayısını sınırlayarak trafiği rahatlatıyor ve hava kirliliğini azaltıyor. Araç Kota Sistemi ile Singapur, yollarda kaç araç olacağını sınırlayarak trafik yoğunluğunu kontrol altında tutuyor. Yeni bir araç almak için bir kota satın almanız gerekiyor, bu da yollarda gereksiz araç birikmesini engelliyor. Elektronik Yol Ücreti ise, belirli yollarda ve özellikle yoğun saatlerde araç kullananlardan ücret alıyor. Böylece, insanların yoğun bölgelerde araç kullanmaktan kaçınması teşvik edilerek trafik akışı düzenleniyor.

Ancak Singapur bununla da yetinmiyor. Ülke, araba emisyonları ve yakıt için uluslararası standartlar benimseyerek hava kirliliğini azaltıyor ve sürdürülebilirlik konusunda örnek bir model oluyor. Singapur sadece kendi sınırlarında değil, aynı zamanda güneydoğu Asya bölgesinde de liderlik yapıyor. Malezya ve Endonezya gibi ülkelerle iş birliği yaparak, otonom araçlar, bağlantılı araçlar, elektrikli araçlar ve gelişmiş sürücü destek sistemleri gibi en yeni otomotiv teknolojilerini benimsemekte büyük adımlar atıyor.

Paylaşımlı ulaşım konusunda ise Singapur tam anlamıyla bu işi benimsedi. Ülke, hızla büyüyen yaklaşık dört paylaşımlı araç sistemi, 300 araç ve 8.000 üye sayısına ulaşmış durumda. Bu sistemler, araç sahipliğinin pahalı ve zor olduğu mahallelerde özellikle faydalı. Böylece, ulaşım daha uygun hale gelirken yollardaki araç sayısı da azalıyor.

Bir başka örnek Kuzey Avrupa ülkelerinden biri: Almanya'nın toplu taşıma sistemi, iyi koordine edilmiş dolayısıyla oldukça etkili ve sürdürülebilir hale geliyor. Bu başarı ise ulaşım ve arazi kullanımını birbirine bağlayan, yüksek kaliteli ve uygun ücretler sunan ve farklı ulaşım modlarını entegre eden politikaların ortak sonucu. Sonuç olarak, Almanlar günlük seyahatlerinin %41'inde toplu taşımayı, yürümeyi veya bisiklete binmeyi tercih ediyorr. Halbuki bu oran ABD'de yalnızca %11. Ayrıca Alman politikaları, özellikle şehir merkezlerinde araba kullanmayı daha az rahat hale getirerek araba kullanımını caydırıyor. Hane halkı büyüklüğü, küçük çocuk sahibi olma ve araba sahipliği gibi dış faktörler toplu taşıma kullanımını azaltsada, öğrencilerin çokluğu ve metronun geniş bölgeye kurulu olması toplu taşımayı cazip hale getiriyor.

Yollarda en az araba bulunan ülkeleri düşünüldüğünde Hollanda, Japonya ve Danimarka da bu ülkelerin başında geliyor. Bu ülkeler, insanların araba sahibi olma ihtiyacı hissetmeyecek kadar verimli ve yaygın olan toplu taşıma sistemleriyle ünlü. Örneğin, Hollanda'da kişi başına yaklaşık 0,56 araba düşerken, Japonya'da kişi başına yaklaşık 0,6 araba düşüyor. Bu arada, ABD ve Kanada'da bu sayı kişi başına yaklaşık 0,8 ila 0,9 arabaya çıkıyor. Oldukça büyük bir fark!

Peki bu ülkeler neden bu kadar az araba kullanıyor? Bunun nedeni toplu taşıma seçeneklerine çok yatırım yapmış olmaları. Hollanda'da bisikletler yollara hükmediyor ve 22.000 milden fazla bisiklet yolu bulunuyor. Peki ya Japonya? Bu ülkede her şey trenlerle ilgili. Tokyo'nun metro sistemi bir harika; günde 7 milyondan fazla yolcu taşıyarak şehirde dolaşmayı dakik, kesintiz ve kolay hale getiriyor. Japon halkı araba sahibi olmak için uğraşmak yerine, insanlar tren, metro, otobüs, bisikleti tercih ediyor.

Çünkü daha az araba daha az emisyon demek. Özel araçların dünya çapında oluşan karbondioksit salınımının yaklaşık %12'sini oluşturduğu düşünülüyor. Daha fazla insan arabalarını evde bıraksa bu rakamlar ne derece azalırdı tahmin etmek zor değil.

Ancak konu sadece gezegeni kurtarmak değil. Yollardaki daha az trafik, daha temiz hava, daha sessiz sokaklar ve sıkışıklıklarda geçirilen daha az sinir bozucu saat anlamına geliyor. Ayrıca, toplu taşıma şehirleri daha yürünebilir ve canlı hale getirince insanlar park yeri veya trafikte sıkışma konusunda endişelenmek zorunda olmadıklarından dışarı çıkıp dolanmaya daha istekli olması muhtemel.

Şehir merkezlerinde ve ülke çapında ulaşımda toplu taşımaya gerekli yatırım yapılıp, insanları toplu taşımaya teşvik etmek hükümetlerin görevi. Bu ortamlar daha insancıl daha temiz olunca halkın tercih etmemesi mümkün değil. Bu ülkeler bize bunun nasıl yapıldığını gösteriyor - bu yüzden belki de diğer ülkelerinde bu trene binmesinin zamanı gelmiştir!

Kaynaklar ve İleri Okuma:

Aderibigbe, OO. (2024). Transportation Development in the Global North: Lessons from Germany, United States of America and Singapore. In: Emerging Technologies for Smart Cities. Springer, Cham. https://doi.org/10.1007/978-3-031-66943-9_2

Georgiadis, G., Politis, I., & Papaioannou, P. (2020). How Does Operational Environment Influence Public Transport Effectiveness? Evidence from European Urban Bus Operators. Sustainability, 12(12), 4919. https://doi.org/10.3390/su12124919

Pucher, J., & Buehler, R. (2009). Sustainable Transport that Works: Lessons from Germany. World Transport Policy and Practice, 15.


Uyarı Bu web sitesinin içeriği bilgilendirme amaçlıdır ve kişisel tıbbi tavsiye verme amacı taşımaz. Sağlığınızla ilgili tüm sorularınız için sağlık uzmanına başvurmalısınız.

hayatboyubeslenme Hayat Boyu Beslenme

En çok okunanlar

Stresle başetme: Huzuru bulmanın yolu

「 Çözüm roket tasarlayıp fırlatmakta yada bilimde teknolojide değil. Özgüvende cesarette bile değil. Çözüm akılda, kalpte, gönülde. İnanç her neredeyse çözüm orada. Hapsolmuş, kaybolmuş, yalnız çaresiz kalmış, yolunu şaşırmış insanlığın çözümü.. 」

Hayat Boyu Beslenme: Bilinmeyen

「 Tek gerçek bilgelik, hiçbir şey bilmediğini bilmektir. 」

Bilinçli yemek: Aralıklı açlık nedir nasıl uygulanır

Son dönemin en çok araştırma yapılan konulardan biri de açlık . Çoğunluğu hayvanlar üzerinde denenmiş olmakla birlikte çalışmaların verdiği sonuçlar açlık hakkında daha olumlu düşünmeye teşvik ediyor. Daha çok insan temelli araştırmaya ihtiyaç olduğu kesin. Fakat eldeki verilerin önemli bir kısmı en basit ifadeyle, aralıklı açlık ile iyileşen insülin duyarlılığı, azalan büyüme horomonu ve insülin benzeri büyüme faktörü 1 ( IGF-1 ) olduğunu gösteriyor. Bu da daha düzenli kan şekeri, daha az yağ tutulumu ve daha az yaşlanma demek aslında. ( farklı sonuçlar: insülin direnci , artan büyüme hormonu ) Aralıklı açlık nedir? Tıpta aralıklı oruç ( intermittent fasting ), dönüşümlü açlık ve zaman kısıtlı açlık gibi türleri olan bilinçli aç kalma hali. Aslında eskiden beri kültürlerin ve çoğu inancın da bir parçası. Türk kültüründe 'azı karar çoğu zarar' deyişi, Japon adalarında 'hara hachi bunme' (腹八分目) yani 'midenin (onda) sekizlik kısmı' olarak tercüm...

Depreme hazırlıklı olmak: Erken uyarı sistemi

D ünyadaki en yoğun üç deprem kuşağından biri, Alp-Himalaya Deprem Kuşağında yer alan bir deprem ülkesi Türkiye 6 Şubat'a depremle uyanır. Depremden saatler sonra yakın uzak birçok ildeki telefonlarda erken uyarı sisteminin yeni bir deprem ikazı vermesiyle saniyeler içinde sarsıntı başlar. Maraş'ı ikinci yıkıcı deprem vurmuştur.

COVID-19: Hastalıkla ilişkili bulunan kriter

Dünya Sağlık Örgütü ( WHO ) tarafından 11 Mart 2020'de küresel salgın ilan edilen yeni koronavirüs hastalığı ( COVID - 19 ) için aşı çalışmaları ve aşıya karşı çelişkili görüşler devam ederken, insanımıza düşen ilk ve öncelikli tedbir kontrollü sosyal hayattır. Pandeminin getirdiği kısıtlamalar alışkanlıkları ve hayat kalitesi n i farklı şekilde etkilemiş olabilir. Fakat pandemi krizi nde süreci kısaltacak başetme yollarıda yok değil. Koronavirüs, diğer viral enfeksiyonlarda olduğu gibi kronik hastalıkların bulunduğu ve bağışıklık sisteminin zayıfladığı durumlarda daha riskli olabiliyor. Bu riskinin azaltılmasında ve bağışıklığı artırmada düzenli orta düzey fiziksel hareket , uygun beslen m e ve kaliteli uyku yu içeren hayat biçimi nin önemli bir rolü olabilir. Koronavirüs salgını içinde yaklaşan ikinci Ramazan ayında orucun , yeterli sıvı alımı, etkili beslenme ve uygun egzersiz ile desteklenmesi bağışıklık sistemini iyileştirebilir . Şuana kadar kanıtlanmış te...

Göbek yağının tehlikesi ve yağ yakmanın matematiği

B el çevresinde göze çarpan bir yağlanma oluşmaya başlamışsa dikkat! Çünkü bu genişleme insulin direncinden, polikistik over sendromuna (PCOS), depresyona, demansa, uyku apnesine, kalp damar hastalıklarına, karaciğer yağlanmasına, kolon, meme, prostat kanserlerine kadar birçok hayati sorun için ihtardır.

Çay: Demleme şekli ve antioksidan etkisi

Türkiye ve dünya genelinde sudan sonra çay , en çok tüketilen içeceklerden biridir. Camellia Sinensis adlı çay bitkisinin yaprakları; soldurma, fermantasyon, kıvırma, kurutma gibi işlemlemlerden geçirilir. İşlem farklılığını göre beyaz, yeşil, matcha , oolong, siyah ve pu-erh çayları elde edilir. Çayda kafein (tein) ve antihipertansif, karaciğer koruyucu, rahatlatıcı, sakinleştirici etkisi olduğu düşünülen, çaya umami tad veren L-teanin ile birlikte 4000 civarında madde bulunur. Fiziksel ve psikolojik sağlık üzerinde olası etkilerinden dolayı EGCG (epi gallo kateşin gallat) çayın en çok araştırılan bileşenlerinden biridir. Antioksidan kapasitesi yüksek bir bileşik olan EGCG, C vitamininden 20 kat, E vitamininden 30 kat daha aktif tir. Bir flavonoid grubu polifenol olan kateşin ve türevleri (EGCG, ECG, EGC, EC); beyaz, sarı ve yeşil çayın temel bileşenleridir. Çayın kendine özgü acı - buruk tadını verir. Oolong ve siyah çay gibi yarı ve tam fermente çay üretimi için gene...

Bağırsak Beyin: Mikrobiyota nedir ne yapar

Antik Yunanca'da « küçük asa » anlamına gelen bakterilerin çoğunlukta olduğu, ve mantar, arke, virüsleri de içeren mikroorganizma topluluğuna mikrobiyota , mikro biyom yada mikrobiyal ekosistem adı verilir. İnsan mikrobiyotası ilk, anne karnında - doğum sırasında oluşmaya başlayıp yetişkin insanda, insan hücre sayısının 1.3 - 2.2 katına ve 1.5- 2 kilogram ağırlığı ile insan beyni ağırlığına ulaşır. Deri, ağız, burun, solunum sistemi, sindirim sistemi ve ürogenital sistem dahil vücudun iç ve dış bölgelerinde yaygın olarak bulunurken, bağırsak mikrobiyatası insan vücudundaki en kalabalık yerleşim yeridir, bağırsak florası olarak da adlandırılır. Henüz anlaşılamayan yollarla enterik sinir sistemi (ESS) ve merkezi sinir sisteminde (MSS) etkili olan bağırsak mikrobiyatası ; vitamin (B1, B5, B7, B9, B12, K2), nöro transmiter (serotonin, dopamin, GABA), metabolizma ve iştahı düzenleyen kısa zincirli yağ asitleri ( bütirik asit , propionik asit, asetik asit), konjuge lino...

Acı su gerçekleri: Ne kadar su harcıyoruz?

Hepimizin 💧 suya ihtiyacı var ama yeryüzünde suyun sadece % 2️.5 'i tatlı 💧 su yani içilebilir 🚰 su.

Ödem nasıl atılır

Dokularda sıvı birikmesiyle oluşan ödem, periferik olan türünde cilde baskı uygulandığında bir süre çöküp kalan şişliktir. Fazla tuz tüketimi, hareketsizlik, altta yatan bir hastalık, bazı ilaçlar, stres, mens dönemi ( PMS ) ve gebe lik gibi hormonal değişimler, uzun dönem proteinden yetersiz beslenme bu şişliğin nedeni olabilir. Uzun süre inmeyen şişlikte gecikmeden sağlık kuruluşuna başvurmak önemlidir. Nefes almada güçlük, ağrı gibi belirtilerde acil yardım gerekir. En temel tedavi bireye ve mevcut hastalıklarına uygun makro - mikro besin ögeleri ve biyoaktif bileşenleri içeren doğru bir beslenme düzeninin dahil olduğu hayat tarzı değişikliğidir: - Ölçülü ve doğru olmak. Yararlı olanı zararlı yapan miktarıdır. İhtiyaç fazlası olan, yanlış olan bedene maddi ve manevi yük olduğu gibi başka sorunlara da yol açabilir. Bir iki mevsimlik bitkilerin her zaman ulaşılabilir olması talebin yanlış olduğunu gösterir. Daha çok daha büyük ürün hedefiyle ilaçlara boğulmuş, sistemini şa...