Ana içeriğe atla

Nüfusu yaşlanan ülkelerde iş - yaşam dengesi

「Dünyanın karşı karşıya olduğu en büyük demografik zorluk artık hızlı nüfus artışı değil, nüfusun yaşlanmasıdır.」 Uluslararası Para Fonu, IMF

Sağlık hizmetleri, sanitasyon ve yaşam standartlarındaki ilerlemeler, küresel olarak yaşam sürelerini önemli ölçüde uzatmış olsa da, bu uzun ömür aynı zamanda giderek daha yaşlı bir nüfusu desteklemede zorlukları beraberinde getirdi. Ekonomik baskılar, değişen sosyal normlar ve doğum kontrolüne erişimin artması, Türkiye dahil birçok gelişmiş ve gelişmekte olan ülkede doğurganlık oranlarında önemli düşüşlere yol açtı. Ve 2018 dolaylarında tarihte ilk kez, 'gümüş tsunami' olarak bilinen bir olguyla, dünya genelinde 65 yaş üstü insanların sayısı, 5 yaş altındaki çocukların sayısını geçti.

https://bel.uq.edu.au/article/2019/10/riding-wave-silver-tsunami-understanding-link-between-families-and-health-old-age
Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Örgütü (OECD) - Work life balance raporundan bir derleme:

Yaşlı yetişkinlerin en büyük yüzdeyi oluşturduğu Japonya, 2014 yılında 1.42'lik doğurganlık oranıyla "en düşük-düşük" doğurganlık ülkeleri arasında yer aldı. 2005'ten bu yana küçük bir toparlanma olsa da nüfus yine de azalmaya başladı. Birçok ülke gibi Japonya'daki ebeveynlerde iş ve aile yükümlülüklerini bir araya getirmekte zorluk çekiyor. İşyeri uygulamaları, konut ve bir tür etüt merkezi olan juku dahil özel maliyetler ve sosyal normlar genç insanlar üzerinde baskı yaratıyor. Bu nedenle genç Japonlar evliliği erteliyor, ebeveynliği geciktiriyor ve genellikle planladıklarından daha az çocuk sahibi oluyorlar. Japon işyeri uygulamaları ebeveynlerin iş ve aile hayatını zorlaştırıyor. Yüksek maliyetli eğitimden sonra, birçok eğitimli Japon kadın çocuk sahibi olmadan önce düzenli bir iş kurmak istiyor. Dahası, Japon kadınlar çocuk bakmak için işten ayrıldıklarında, genellikle düşük ücretli, yarı zamanlı ve geçici olan düzensiz bir işte çalışmak zorunda kalıyor.

İspanya'da hem kadın istihdam oranları hem de doğurganlık oranları uluslararası karşılaştırmalarda düşük. Kadın başına yaklaşık 1,3 çocukla İspanya'daki doğurganlık oranları son yirmi yıldır OECD'deki en düşük oranlar arasında yer alıyor. Kadın- erkek, çocuk sahibi olmadan önce işgücü piyasasında yer edinmek istiyor, ki bu durum doğumların ertelenmesine yol açıyor. Günümüzde annelerin ilk doğumlarının ortalama yaşı artık 30'a yakın.

1,34 çocukla Macaristan'daki toplam doğurganlık oranı ortalaması 7,71 olan OECD'deki en düşük oranlardan biri. Doğurganlıktaki düşüş 1980'lerde başladı ve 1990'ların başında hızlandı. 2000'den bu yana Macaristan'da doğurganlık oranları sabit seyrederken, diğer OECD ülkelerinin yaklaşık yarısında doğurganlık oranında artış yaşadı. Düşük doğurganlık ve kadın istihdam oranları büyük ölçüde ebeveynlerin iş ve bakım yükümlülüklerini uzlaştırmak için yetersiz destek sağlamasıyla açıklanıyor. Macaristan, 2011'de gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYİH) %4'ünün aile yardımlarına ayrılmasıyla ailelere en çok harcama yapan OECD ülkeleri arasında. Ancak, bu harcamaların yalnızca üçte biri çocuk bakım destekleri dahil aile hizmetlerine yapılırken, bu pay daha yüksek kadın istihdamı ve doğurganlık oranlarına sahip ülkelerde %50'ye yakın.

Nüfusun yaşlanma eğilimi, doğurganlık oranlarını, emeklilik kararlarını ve toplumun genel yaş yapısını etkileyebilecek iş-yaşam dengesinden etkileniyor. Tüm yaşam şartlarında en iyi iş-yaşam dengesi sağlayan ülkeler listesinin başında İtalya'nın ardından Danimarka ve Norveç bulunurken, listenin sonlarında İsrail, Kore, Japonya, Türkiye, Kosta Rika, Kolombiya ve sonuncu sırada Meksika var. Tüm bu listeyi oluştururken konut fiyatları, gelir, meslek, aile - toplum, eğitim, çevre, sivil katılım, sağlık, yaşam memnuniyeti, güvenlik ve emniyet unsurları ile iş yaşam dengesi belirleniyor.

İş yaşam dengesinin önemli bir yönü, bir kişinin işte geçirdiği zaman. Uzun çalışma saatlerinin kişisel sağlığı bozabileceği, güvenliği tehlikeye atabileceği ve stresi artırabileceği kanıtlanmış bir gerçek. Veriler, daha uzun çalışma saatlerinin mutlaka daha yüksek üretkenlik anlamına gelmediğini gösteriyor. Aslında, araştırmalar haftada 50 saatten fazla çalışmanın azalan getirilere ve artan tükenmişlik risklerine yol açtığını gösteriyor.

Zorlu çalışma kültürleri ve uzun çalışma saatleriyle bilinen uzak doğuda Çin, Kore ve Japonya bazı durumlarda yıllık ortalamalar 2.000 saati aşıyor. Fakat OECD 2023 çalışma saatleri listesinin başında Meksika, Kosta Rika, Şili ve Yunanistan var. OECD verilerine göre Finlandiya yılda ortalama 1.499 saat, Almanya yaklaşık 1.343 saat ve İngiltere 1.524 saat çalışıyor. Kanada, ABD ve İsrail yılda ortalama 1.865, 1.799 ve 1.880 saat çalışıyor. Üretkenlik seviyeleri yüksek olsa da, iş kaynaklı stres ve tükenmişlik konusunda endişe oluşturuyor ve nüfusları yaşlanıyor.

OECD'de çalışanların %10'u haftada 50 saat veya daha fazla ücretli işte çalışıyor. Ücretli işlerde çok uzun süre çalışanların oranının en düşük olduğu İsveç, Hollanda, İsviçre dahil ülkelere nazaran, uzun çalışma saatlerinin en yüksek olduğu ülke %27 ile Meksika ve onu yaklaşık %25 ile Türkiye ve yaklaşık %24 ile Kolombiya izliyor. Bu ülkelerin hepsinde 10 yıl öncesine kıyasla ücretli işlerde çok uzun saatler çalışanların oranında düşüş görüldü. Genel olarak, daha fazla erkek ücretli işlerde çok uzun süre çalışıyor. OECD ülkeleri genelinde ücretli işlerde çok uzun süre çalışan erkek çalışanların oranı yaklaşık %14 iken, bu oran kadınlarda yaklaşık %6. Türkiye uzun süre çalışmada %25 oranı ile çok çalışan ülkeler olarak bilinen Kore (%19.7), Japonya (% 15.7), İsrail (%14.1)'i çok geride bırakarak ikinci sırada, öyleki ortalamanın %10 olduğu OECD'deki en yüksek oranlardan birine sahip. Yine de, yaklaşık %46'lık bölümün haftada 50 saatten fazla çalıştığı 2011 yılından bu yana kayda değer bir düşüş var.

İnsanlar ne kadar çok çalışırsa, aileleriyle vakit geçirme, uyuma gibi diğer aktivitelere harcayacakları zaman o kadar az olur. Boş zamanın miktarı ve kalitesi aile yapısı kadar insanların fiziksel ruhsal sağlık fayaları yani genel refahı için de önemli. OECD'de tam zamanlı çalışan bir kişi, günün ortalama %63'ünü yani 15 saatini yemek, uyku, aileyle zaman geçirme, hobi ve sosyalleşmeye ayrıyor. Kadınlar için ise daha az saat ücretli çalışma, tüm bunlar için daha fazla zaman anlamına gelmiyor, incelenen 22 OECD ülkesinde erkekler ve kadınlar için bu süre aşağı yukarı aynı. İş dışında daha çok zaman geçiren ülkeler listenin 28. sırasında olan Türkiye'de tam zamanlı çalışanlar günlerinin ortalama %61'ini veya 14,6 saatini kişisel bakım, aile ile vakit geçirme ve sosyalleşmeye ayırıyor, ki bu OECD ortalaması olan 15 saatten az.

Toplumun sağlam olması için sağlam aile yapısı gerekir. Toplumun başarısı için sadece çalışma saatlerine öncelik vermek yerine, daha etkili bir yaklaşım gerekiyor. Örneğin esnek çalışma saatlerine ve uzaktan çalışma seçeneklerine izin vermek, çalışanların en üretken oldukları zamanlarda çalışmalarını sağlarken, daha sağlıklı bir iş-yaşam dengesi kurulmasına da yardımcı olabilir. Örneğin Yalova Belediyesi, kamu hizmeti verimliliğini artırmak için ZAMBAK adlı entegre bir elektronik belge sistemi başlattı. Bu yeni sistem kapsamında iş akışları ve ilgili belgeler veya projeler dijital arşivlere yüklenebiliyor. İşler daha izlenebilir hale gelerek yöneticilerin performans ölçümlerini daha iyi izlemesine yardımcı oldu. Bu, uzaktan çalışma fırsatını artırdı ve kamu hizmeti çalışanlarının yaklaşık %70'inin gerektiğinde uzaktan çalışmasını sağladı. ZAMBAK ayrıca alan bağımlılığını azaltarak belediyenin çalışma alanlarını yönetmesini daha kolay ve ucuz hale getirdi.

İtalya Ekonomi ve Maliye Bakanlığı, çalışanlarının 4 ila 12 yaş arasındaki çocuklarına yönelik ücretsiz bir bakım ve eğlence hizmeti sunuyor. Sabah işe başlamadan önce, çalışanlar çocuklarını bakıma bırakıp öğle yemeğinde alabiliyor. Çalışma saatleri öğleden sonrayı kapsıyorsa, öğle yemeğinden sonra da bırakıp akşam alıyor. Bakım faaliyetleri kalifiye çocuk bakımı personeli tarafından yönetiliyor. Kullanıcıların %76'sı oğullarının ve kızlarının hizmet deneyimini "mükemmel" ve %21'i "iyi" olarak değerlendiriyor. Ayrıca hizmeti kullanan çalışanların işe devam oranı, aynı yaştaki çocukları olan diğer çalışanlardan ortalama olarak daha yüksek.

Almanya'da 'Erfolgsfaktor Familie', yani Başarı Faktörü Olarak Aile, bağlamında geliştirilen 2015 Muhtırası, önceki tüzükleri takip ederek iş-yaşam dengesi sağlamada nerede ilerleme kaydedildiğini, hangi zorlukların devam ettiğini belirlemeye ve yönergeler oluşturmaya yardımcı oluyor. İşverenlere hem babalar hem de anneler için "esnek çalışma" düzenlemeleri ve vollzeitnah olarak bilinen tam zamanlı çalışma saatlerinin azaltılması ve daha uygun fiyatlı, kaliteli çocuk bakımı sunmaları çağrısında bulunuyor. 2015 ebeveyn izni reformu ayrıca ebeveynlerin yarı zamanlı çalışmayı ve izin almayı birleştirmesini kolaylaştırıyor, bir ailedeki her iki eşin en az dört ay boyunca haftada 25-30 saat ücretli iş yapması için finansal teşvikler sağlıyor.

Ebeveyn yardımlarına kolay erişim sağlayamayı amaçlayan İsveç, 'My Pages' uygulamasıyla İsveçlilere hangi tür yardımlara hak kazandıkları konusunda çevrimiçi bilgi sunuyor. Hükümet, ebeveynlerin hasta çocuklarıyla evde kalırken geçici ebeveyn izni için evrak doldurmak yerine, bu yardımlara çevrimiçi olarak başvurabilmeleri için bir akıllı telefon uygulaması başlattı. Artık My Pages'e yapılan tüm oturum açmaların yaklaşık %43'ü Uygulama üzerinden yapılıyor.

Danimarka'daki Flexjob - Esnek İş, farklı bir tempoda çalışan veya daha kısa saatlere ihtiyaç duyan çalışanlara uyum sağlamak için tanıtılan bir sistem. Bu anlaşmalar kapsamında işverenler çalışanlarına yaptıkları etkin işe göre ödeme yapıyor. Çalışanlar ücret seviyelerine bağlı olarak ek bir ek ücret almaya da hak kazanabilirler. Esnek iş anlaşmaları beş yıllık bir süre için verilir ve ardından uygunluk yeniden değerlendirilir. Bu noktada belediyeler bazen 40 yaş üstü çalışanlara esnek işte kalıcı bir yer veriyor. Aalborg Üniversitesi Hastanesi, yaşlı çalışanların iş yükünü azaltmak için Flexjob anlaşmalarını kullanır. 58 yaş üstü çalışanlar, işverenlerinden aynı emeklilik katkılarını alırken çalışma saatlerini azaltabilirler. Ayrıca özel iş değerlendirmeleri, sabit saatler talep edebilir ve hafta sonu ve ekstra tatil işlerinden muaf tutulmak için başvuruda bulunabilirler. Kronik hastalıkları olan yaşlı çalışanlar daha hafif görev talep edebilirler. Hastane ayrıca işyerindeki fiziksel ve ruhsal koşulları iyileştirmek, hastalık veya dışlanma nedeniyle devamsızlığı önlemek ve mesleki yaralanmaları önlemek için bir refah ekibi kurmuş.

ABD, üç eyalet izin ödemeleri sağlasa da, ulusal ücretli ebeveyn izni politikası olmayan tek OECD ülkesi. Federal düzeyde, mevcut ücretsiz ebeveyn izni 12 hafta gibi kısa bir süre. Üstelik yalnızca 50+ çalışanı olan şirketlerdeki çalışanları kapsıyor. Ücretli izin yalnızca çocuk için değil ülke refahı içinde önemli çünkü ABD'li annelerin izin hakkına erişebildiklerinde, bunu yapamayan annelere göre işe dönme olasılıklarının daha yüksek olduğunu gösteriyor.

Kore de, gelecekteki ekonomiye stres yükleyen azalan doğurganlık oranıyla dertli olan ülkelerden biri. Kore hükümeti, ebeveynlerin iş ve aile arasında seçim yapmak zorunda kalmaması için 2000'lerin başından beri bir dizi girişimi destekledi. Örneğin, resmi çocuk bakımı bir öncelik haline getirildi. Erken çocukluk eğitimi ve bakımı için kamu harcamaları 2000'de GSYİH'nın %0,1'inden 2014'te %0,9'a yükseldi ki bu, OECD ülkeleri arasında bu alandaki kamu yatırımındaki en yüksek artış oldu. Bunun 0-2 yaş arası çocukların kayıt oranları üzerinde olumlu bir etkisi oldu ve 2002'de %4'ten 2014'te %35'e çıktı. 3-5 yaş arası çocukların kaydı da 2005'te %31'den 2014'te %92'ye önemli ölçüde arttı. Koreli ebeveynler, çocuklarının ikinci yaş gününe kadar çocukla ilgili izin sistemi sayesinde zamanlarını daha iyi yönetebilirler. Çalışan ebeveynler, doğum izni, babalık izni ve ebeveyn izni olmak üzere üç tür izne ve doğum ve ebeveyn izni için mali desteğe hak kazanırlar. Doğum ve ebeveyn izni için sürenin uzatılması ve ödeme oranlarının artırılması, özel sektörde doğum izni kullanımını 2002 ile 2015 yılları arasında beş katına çıkardı.

Nüfus yaşlandıkça, çalışma çağındaki bireylerin emeklilere oranı azalıyor ve bu da potansiyel işgücü kıtlığına ve sosyal güvenlik sistemlerinde bir zorlanmaya yol açıyor. Emeklilik yaşlarını yükseltmek ve esnek emeklilik seçeneklerini teşvik etmek gibi daha uzun çalışma hayatlarını teşvik eden politikalar, işgücü kıtlığını hafifletmeye ve sosyal güvenlik üzerindeki yükü hafifletmeye yardımcı olabilir. Fakat daha önce yapılması gereken geleceğe yatırımdır. Örneğin Kaliforniya'daki aile izni progamı, ücretli ebeveyn izninin kadın işgücü katılımını artırarak ve çalışan devir oranını azaltarak olumlu ekonomik etkilere sahip olabileceğini göstermiştir. Daha da önemlisi ücretli ebeveyn izni, ebeveynlerin çocuklarıyla kritik gelişim aşamalarında bağ kurmasını sağlayarak daha iyi uzun vadeli sağlık ve refahını iyileştirir.

Modern iş yeri ve mesai anlayışı, doğadaki çalışma ve dinlenme dengesini bulmaya, doğal verimliliği taklit etmeye çalışmalıdır. İş-yaşam dengesine öncelik veren ülkelerden ders alarak ve çalışanların refahını önceliklendiren stratejiler uygulayarak daha sürdürülebilir ve üretken bir iş geleceği oluştururken nüfusun dinamikliğini korumak mümkün olabilir. Konu daha az çalışmak değil, daha akıllıca çalışmak olmalıdır. Bu şekilde hem bireysel refahla toplumun yapıtaşı aileyi güçlendirme hem de toplumsal kalkınma ve başarı hedefi isabetli olabilir.

Kaynaklar ve İleri Okuma:

OECD (2024). Better life index, Work life balance. Organisation for Economic Co-operation and Development (OECD).

Pencavel, J. (2014). The productivity of working hours. The Economic Journal, 124(580)

Andersen, F. B., Djugum, M. E. T., Sjåstad, V. S., & Pallesen, S. (2023). The prevalence of workaholism: a systematic review and meta-analysis. Frontiers in psychology, 14, 1252373. https://doi.org/10.3389/fpsyg.2023.1252373

Oeppen, J., & Vaupel, J. W. (2002). Broken limits to life expectancy. Science, 296(5570), 1029-1031.

Rossin-Slater, M., Ruhm, C. J., & Waldfogel, J. (2013). The effects of California's paid family leave program on mothers' leave-taking and subsequent labor market outcomes. Journal of policy analysis and management : [the journal of the Association for Public Policy Analysis and Management], 32(2), 224–245. https://doi.org/10.1002/pam.21676


Uyarı Bu web sitesinin içeriği bilgilendirme amaçlıdır ve kişisel tıbbi tavsiye verme amacı taşımaz. Sağlığınızla ilgili tüm sorularınız için sağlık uzmanına başvurmalısınız.

hayatboyubeslenme Hayat Boyu Beslenme

En çok okunanlar

Stresle başetme: Huzuru bulmanın yolu

「 Çözüm roket tasarlayıp fırlatmakta yada bilimde teknolojide değil. Özgüvende cesarette bile değil. Çözüm akılda, kalpte, gönülde. İnanç her neredeyse çözüm orada. Hapsolmuş, kaybolmuş, yalnız çaresiz kalmış, yolunu şaşırmış insanlığın çözümü.. 」

Hayat Boyu Beslenme: Bilinmeyen

「 Tek gerçek bilgelik, hiçbir şey bilmediğini bilmektir. 」

Bilinçli yemek: Aralıklı açlık nedir nasıl uygulanır

Son dönemin en çok araştırma yapılan konulardan biri de açlık . Çoğunluğu hayvanlar üzerinde denenmiş olmakla birlikte çalışmaların verdiği sonuçlar açlık hakkında daha olumlu düşünmeye teşvik ediyor. Daha çok insan temelli araştırmaya ihtiyaç olduğu kesin. Fakat eldeki verilerin önemli bir kısmı en basit ifadeyle, aralıklı açlık ile iyileşen insülin duyarlılığı, azalan büyüme horomonu ve insülin benzeri büyüme faktörü 1 ( IGF-1 ) olduğunu gösteriyor. Bu da daha düzenli kan şekeri, daha az yağ tutulumu ve daha az yaşlanma demek aslında. ( farklı sonuçlar: insülin direnci , artan büyüme hormonu ) Aralıklı açlık nedir? Tıpta aralıklı oruç ( intermittent fasting ), dönüşümlü açlık ve zaman kısıtlı açlık gibi türleri olan bilinçli aç kalma hali. Aslında eskiden beri kültürlerin ve çoğu inancın da bir parçası. Türk kültüründe 'azı karar çoğu zarar' deyişi, İslami bakışta ' insana belini doğrultacak iki lokma yeter, bununla yetinmezse midenin en çok üçte biri yeme

COVID-19: Hastalıkla ilişkili bulunan kriter

Dünya Sağlık Örgütü ( WHO ) tarafından 11 Mart 2020'de küresel salgın ilan edilen yeni koronavirüs hastalığı ( COVID - 19 ) için aşı çalışmaları ve aşıya karşı çelişkili görüşler devam ederken, insanımıza düşen ilk ve öncelikli tedbir kontrollü sosyal hayattır. Pandeminin getirdiği kısıtlamalar alışkanlıkları ve hayat kalitesi n i farklı şekilde etkilemiş olabilir. Fakat pandemi krizi nde süreci kısaltacak başetme yollarıda yok değil. Koronavirüs, diğer viral enfeksiyonlarda olduğu gibi kronik hastalıkların bulunduğu ve bağışıklık sisteminin zayıfladığı durumlarda daha riskli olabiliyor. Bu riskinin azaltılmasında ve bağışıklığı artırmada düzenli orta düzey fiziksel hareket , uygun beslen m e ve kaliteli uyku yu içeren hayat biçimi nin önemli bir rolü olabilir. Koronavirüs salgını içinde yaklaşan ikinci Ramazan ayında orucun , yeterli sıvı alımı, etkili beslenme ve uygun egzersiz ile desteklenmesi bağışıklık sistemini iyileştirebilir . Şuana kadar kanıtlanmış te

Depreme hazırlıklı olmak: Erken uyarı sistemi

D ünyadaki en yoğun üç deprem kuşağından biri, Alp-Himalaya Deprem Kuşağında yer alan bir deprem ülkesi Türkiye 6 Şubat'a depremle uyanır. Depremden saatler sonra yakın uzak birçok ildeki telefonlarda erken uyarı sisteminin yeni bir deprem ikazı vermesiyle saniyeler içinde sarsıntı başlar. Maraş'ı ikinci yıkıcı deprem vurmuştur.

Göbek yağının tehlikesi ve yağ yakmanın matematiği

B el çevresinde göze çarpan bir yağlanma oluşmaya başlamışsa dikkat! Çünkü bu genişleme insulin direncinden, polikistik over sendromuna (PCOS), depresyona, demansa, uyku apnesine, kalp damar hastalıklarına, karaciğer yağlanmasına, kolon, meme, prostat kanserlerine kadar birçok hayati sorun için ihtardır.

Çay: Demleme şekli ve antioksidan etkisi

Türkiye ve dünya genelinde sudan sonra çay , en çok tüketilen içeceklerden biridir. Camellia Sinensis adlı çay bitkisinin yaprakları; soldurma, fermantasyon, kıvırma, kurutma gibi işlemlemlerden geçirilir. İşlem farklılığını göre beyaz, yeşil, matcha , oolong, siyah ve pu-erh çayları elde edilir. Çayda kafein (tein) ve antihipertansif, karaciğer koruyucu, rahatlatıcı, sakinleştirici etkisi olduğu düşünülen, çaya umami tad veren L-teanin ile birlikte 4000 civarında madde bulunur. Fiziksel ve psikolojik sağlık üzerinde olası etkilerinden dolayı EGCG (epi gallo kateşin gallat) çayın en çok araştırılan bileşenlerinden biridir. Antioksidan kapasitesi yüksek bir bileşik olan EGCG, C vitamininden 20 kat, E vitamininden 30 kat daha aktif tir. Bir flavonoid grubu polifenol olan kateşin ve türevleri (EGCG, ECG, EGC, EC); beyaz, sarı ve yeşil çayın temel bileşenleridir. Çayın kendine özgü acı - buruk tadını verir. Oolong ve siyah çay gibi yarı ve tam fermente çay üretimi için gene

Bağırsak Beyin: Mikrobiyota nedir ne yapar

Antik Yunanca'da « küçük asa » anlamına gelen bakterilerin çoğunlukta olduğu, ve mantar, arke, virüsleri de içeren mikroorganizma topluluğuna mikrobiyota , mikro biyom yada mikrobiyal ekosistem adı verilir. İnsan mikrobiyotası ilk, anne karnında - doğum sırasında oluşmaya başlayıp yetişkin insanda, insan hücre sayısının 1.3 - 2.2 katına ve 1.5- 2 kilogram ağırlığı ile insan beyni ağırlığına ulaşır. Deri, ağız, burun, solunum sistemi, sindirim sistemi ve ürogenital sistem dahil vücudun iç ve dış bölgelerinde yaygın olarak bulunurken, bağırsak mikrobiyatası insan vücudundaki en kalabalık yerleşim yeridir, bağırsak florası olarak da adlandırılır. Henüz anlaşılamayan yollarla enterik sinir sistemi (ESS) ve merkezi sinir sisteminde (MSS) etkili olan bağırsak mikrobiyatası ; vitamin (B1, B5, B7, B9, B12, K2), nöro transmiter (serotonin, dopamin, GABA), metabolizma ve iştahı düzenleyen kısa zincirli yağ asitleri ( bütirik asit , propionik asit, asetik asit), konjuge lino

Acı su gerçekleri: Ne kadar su harcıyoruz?

Hepimizin 💧 suya ihtiyacı var ama yeryüzünde suyun sadece % 2️.5 'i tatlı 💧 su yani içilebilir 🚰 su.

Ödem nasıl atılır

Dokularda sıvı birikmesiyle oluşan ödem, periferik olan türünde cilde baskı uygulandığında bir süre çöküp kalan şişliktir. Fazla tuz tüketimi, hareketsizlik, altta yatan bir hastalık, bazı ilaçlar, stres, mens dönemi ( PMS ) ve gebe lik gibi hormonal değişimler, uzun dönem proteinden yetersiz beslenme bu şişliğin nedeni olabilir. Uzun süre inmeyen şişlikte gecikmeden sağlık kuruluşuna başvurmak önemlidir. Nefes almada güçlük, ağrı gibi belirtilerde acil yardım gerekir. En temel tedavi bireye ve mevcut hastalıklarına uygun makro - mikro besin ögeleri ve biyoaktif bileşenleri içeren doğru bir beslenme düzeninin dahil olduğu hayat tarzı değişikliğidir: - Ölçülü ve doğru olmak. Yararlı olanı zararlı yapan miktarıdır. İhtiyaç fazlası olan, yanlış olan bedene maddi ve manevi yük olduğu gibi başka sorunlara da yol açabilir. Bir iki mevsimlik bitkilerin her zaman ulaşılabilir olması talebin yanlış olduğunu gösterir. Daha çok daha büyük ürün hedefiyle ilaçlara boğulmuş, sistemini şa