Ana içeriğe atla

Kayıtlar

COVID-19: Fazla kiloları vermek neyi değiştirebilir

COVID-19 pandemisinde yeniden gündeme gelen anjiyotensin dönüştürücü enzim 2 ( ACE2 ), COVID-19 virüsü olan SARS-CoV-2 dahil çeşitli koronavirüsün hücreye girişine aracılık eder. Virüs, yüzeyindeki spike (diken) protein denilen uç kısımları ile ACE2 ye bağlanıp hücre içine girerek enfeksiyona neden olur. COVID-19 un hızla pandemiye dönüşmesinin altında yatan sebeplerden biri SARS-COV-2 nin ACE2 ye bağlanma kabiliyetinin 2002 yılında baş göstermiş SARS virüsü SARS-CoV a kıyasla  10 ila 20  kat daha yüksek olmasıdır. Akciğer, atardamar, kalp, böbrek, ince bağırsakta hücre yüzeyinde konumlanmış çinko içerikli bir enzim olan ACE2, X kromozomundaki geninden üretilir. Kan basıncını düzenleyen sistemin de bir parçasıdır. Kan basıncının yükselmesi durumunda anjiyotensin II hormonunu, anjiyotensin 1-7e parçalayarak tansiyonu normal değere çeker. Aynı zamanda kalp damar, böbrek, akciğer ve metabolik hastalıklara karşı korumada rol oynar. ACE2, hastalıklara yanıt olarak çözünür ş...

Kan analizi: Tıbbi beslenme tedavisi

Vücuda uygun miktarda doğal ( besin ) maddeleri sağlayarak sağlığın sürdürülmesini amaçlayan ortomoleküler (Yunanca: doğru molekül) tedavi öncülerinden biri Masatoshi Kaneko dur. 350 bini aşkın kan veri seti analizi ile belirlediği standardın dışındaki küçük farklılıkların besinsel eksikliklere işaret edebileceğini, kişiselleştirilmiş tıbbi beslenme tedavisinin, hastalıkları önlenme ve tespitinden önce gözden kaçabilen semptomları iyileştirmede etkili olabildiğini, gereksiz ilaç kullanımını azalttığını göstermiştir. Besin ve beslenme tedavisinin klinik önemini araştıran bir çalışmada Dr. Kaneko tekniğinin etkinliği incelendi. Halsizlik şikayeti olan, 19 ila 78 yaş aralığında, 63 erkek toplam 253 hastaya, 3 aylık beslenme tedavisinden önce ve sonra kan tahlili, besin tüketim kaydı ile fiziksel-zihinsel-duygusal sorunları ölçen yaşlanma karşıtı hayat kalitesi anketi yapıldı. Ankette şiddeti iki ve üzeri olan beşten fazla bulgu olması halinde halsizlik olarak değerlendirildi. ...

Sıfır atık: Artığın atığa dönüşü

Ü lkemizde ilk olarak 2017 yılında proje aşamasına gelen sıfır atık konusuna daha çok önem verilmesi ile hem ülke hem hane bazında duyarlılık artıyor. Özellikle, ekosistem döngüsü kırılmış, betona gömülmüş şehir merkezleri için binalardan sokaklara kadar çoğu yerde atık kutuları ile atığın kaynağından ayrımı ile doğayı koruma hedeflenirken, evlerde konserve kutuları, yumurta viyolleri, kullanılmayan kıyafetler ile basit geri dönüşüm ve değerlendirme uygulamaları da yaygınlaşıyor. Projenin başladığı yıl ambalaj atıklarının geri dönüşümü sayesinde 976.744 ailenin yıllık harcadığı elektriğe tekabül eden 2.7 milyar kw/h elektrik tasarrufu sağlanmış. Fakat sıfır atık kavramı, yalnızca atığın geri dönüşümüden ibaret olarak da görülebiliyor. Halbuki 'Sıfır Atık' da en öncelikli amaç, atık oluşumunu önleme ve azaltmaktır. Atık konusunda diğer ürünlerin yanında gıda israfı ise yeterince gündeme gelmiş de değil. Birleşmiş Milletler Gıda İsrafı Endeks Raporu 2021 'e göre dünya...

Kansız şeker ölçümü: Güvenilir mi

Şeker hastalığı / Diabetes mellitus (Grekçe - Latince: idrara geçen bal); genetik, gebelik, yaş, yaşam şekli nedeniyle vücutta gelişen insülin yetersizliği, insülin direnci ( HOMA-IR ) / insülin duyarsızlığı ( QUICKI ) sonucu kanda şeker / glukoz seviyesinin normalden yüksek (hiperglisemi) olmasıdır. Kandaki fazla glukoz, zamanla birikerek şekerlenmeye (glikasyon) neden olur. Glikasyon, glukozun dokularda bulunan yapı proteinleri dahil birçok maddeye yapışarak ( AGE ) işlevlerini bozmasıdır. Bunlardan biri olan glikozillenmiş hemoglobin ( HbA1c ) , açlık & tokluk glukoz ve insülin değerlerine ek olarak 2-3 ay gibi daha uzun dönemdeki kan glukoz seviyesinin tespitinde sıkça bakılan önemli bir testtir . Kan glukozu uzun süre yüksek seyredip tedavi ve takip edilmezse zamanla damar ve sinirlerde, kas ve eklemlerde, organlarda (göz - böbrek - beyin - kalp - kol - bacak - el - ayak - cilt) doku hasarıyla sonuçlanabilir. Kan glukoz seviyesinin normalin altına düşmesi (h...

Bir baş ağrısı: Migren ataklarını hafifletmek

Nörolojik bir bozukluk olan migren (Yunanca hemikrania), beyin sinir ve damarlarında ( TVS : trigemino vasküler sistem) oluşan değişim nedeniyle, çoğunlukla bulantı ve kusma, ışık, ses ve kokuya aşırı hassasiyet ile kendini gösteren, tekrarlayıcı ve çoğunlukla tek tarafı tutan baş ağrısıdır .   Auralı migrende görsel, işitsel, duyusal, sözel işlevlerde geçici bozulmalar gözlenir . En yaygın görülen hastalıklardan olup nüfusun %15 ini etkilemektedir. Erkeklere oranla kadınlarda daha sık görülmekte ve ataklar daha şiddetli, daha uzun süreli olabilmektedir.  Migren oluşumunda genetik eğilim nedenlerden biri olup mide bağırsak problemleri, iskelet kas sisteminde hasar, çene eklem bozuklukları, hormonal değişim, nem, sıcaklık ve basınç değişimi, açlık , susuzluk, bazı besinler , kaygı, uykusuzluk, hareketsizlik, aşırı fiziksel hareket dahil çeşitli uyaranlar migreni tetikleyebilir, mevcut ağrının şiddetini artırabilir. Bir çalışmada migren hastalarında en sık görüle...

Küçük değişikliklerle hafızayı kuvvetlendirmek mümkün

Nüfusun yaşlanması Alzheimer, Parkinson dahil demans hastalıklarının artışını beraberinde getirirken, COVID-19 pandemisi ile toplumda ' beyin sisi ' olarak da bilinen kronik yorgunluk sendromu ( CFS ) daha sık görülmeye başlamıştır. Bu hastalıkların ortak bir belirtisi öğrenme, düşünme, karar verme ve odaklanma güçlükleri, unutkanlık, kelimeleri hatırlayamama, yanlış kelimeleri seçme, cümleyi tamamlayamama, kafa karışıklığı ve benzeri bilişsel yeteneklerde azalmadır.  Hormon bozuklukları ( tiroid , insülin ,..), besinsel eksiklik ( B12 , D , K ,.. vitamini) yada fazlalık ( bakır ,..), eğitim , iş yükü, beyin tembelliği, depresyon , stres, zihinsel yorgunluk ve kalitesiz uyku da bu sorunun kaynağı olabilir ve erken yaşlarda bilişsel işlevler gerileyebilir. Çalışmalar bilişsel gerilemeyi önleme ve iyileştirmede sağlıklı beslenme , su tüketimi ve fiziksel hareketin olumlu etkisini bildirir. DASH diyeti meyve, sebze, tahıl, baklagil, sert kabuklu yemişlerin olduğu, ...

Yaşlanmaya rağmen kemik kütlesi, kas kuvveti, dengeyi güçlendirme

Devamlı bir yapım ve yıkım ( osteoblast - osteoklast ) sürecinde olan kemiklerde, yapım sürecinin daha fazla olduğu çocukluk ve ergenlik döneminde kemik yoğunluğu artıp erken yetişkinlikte zirve yaparken, 30'lu 40'lı yaşlarla yıkım süreci artmaya başlar. Kalıtsal özellikler, kötü yaşam şekli kemiklerin daha erken dönemlerde zayıflayıp yapısal bozukluklarına neden olabilir. Sedanter yaşamı yaygınlaştıran masabaşı çalışmanın COVID - 19 salgınında evde çalışma şekline girmesiyle özellikle erkekler, gençler, kilolular ve şehirde yaşayanlarda hareketsizlik ciddi seviyelere çıkabilir . Öteyandan hormonal değişimlerin yaşandığı gebelik , emzirme ve menopoz dönemleri ile yeterli beslenme ve hareketin sağlan(a)maması da, erkeklere kıyasla kadınlarda daha fazla yapısal kemik hastalıkları beraberinde getirebilir. Kemik yumuşaması (osteomalazi), düşük kemik yoğunluğu (osteopeni), kemik erimesi (osteoporoz) bu hastalıklardan bazılarıdır. Kemik mineral yoğunluğunun ölçüldüğü DXA be...

Bağırsak Beyin: Mikrobiyota nedir ne yapar

Antik Yunanca'da « küçük asa » anlamına gelen bakterilerin çoğunlukta olduğu, ve mantar, arke, virüsleri de içeren mikroorganizma topluluğuna mikrobiyota , mikro biyom yada mikrobiyal ekosistem adı verilir. İnsan mikrobiyotası ilk, anne karnında - doğum sırasında oluşmaya başlayıp yetişkin insanda, insan hücre sayısının 1.3 - 2.2 katına ve 1.5- 2 kilogram ağırlığı ile insan beyni ağırlığına ulaşır. Deri, ağız, burun, solunum sistemi, sindirim sistemi ve ürogenital sistem dahil vücudun iç ve dış bölgelerinde yaygın olarak bulunurken, bağırsak mikrobiyatası insan vücudundaki en kalabalık yerleşim yeridir, bağırsak florası olarak da adlandırılır. Henüz anlaşılamayan yollarla enterik sinir sistemi (ESS) ve merkezi sinir sisteminde (MSS) etkili olan bağırsak mikrobiyatası ; vitamin (B1, B5, B7, B9, B12, K2), nöro transmiter (serotonin, dopamin, GABA), metabolizma ve iştahı düzenleyen kısa zincirli yağ asitleri ( bütirik asit , propionik asit, asetik asit), konjuge lino...

COVID-19: Hastalıkla ilişkili bulunan kriter

Dünya Sağlık Örgütü ( WHO ) tarafından 11 Mart 2020'de küresel salgın ilan edilen yeni koronavirüs hastalığı ( COVID - 19 ) için aşı çalışmaları ve aşıya karşı çelişkili görüşler devam ederken, insanımıza düşen ilk ve öncelikli tedbir kontrollü sosyal hayattır. Pandeminin getirdiği kısıtlamalar alışkanlıkları ve hayat kalitesi n i farklı şekilde etkilemiş olabilir. Fakat pandemi krizi nde süreci kısaltacak başetme yollarıda yok değil. Koronavirüs, diğer viral enfeksiyonlarda olduğu gibi kronik hastalıkların bulunduğu ve bağışıklık sisteminin zayıfladığı durumlarda daha riskli olabiliyor. Bu riskinin azaltılmasında ve bağışıklığı artırmada düzenli orta düzey fiziksel hareket , uygun beslen m e ve kaliteli uyku yu içeren hayat biçimi nin önemli bir rolü olabilir. Koronavirüs salgını içinde yaklaşan ikinci Ramazan ayında orucun , yeterli sıvı alımı, etkili beslenme ve uygun egzersiz ile desteklenmesi bağışıklık sistemini iyileştirebilir . Şuana kadar kanıtlanmış te...

Antibesinler: Neye denir, Yarar ve zararı nedir

Makro - mikro besin öğelerinin yanında bitkiler, kronik hastalık riskinde azalma ile ilişkilendirilen polifenoller , karotenoidler, alkaloidler, fitosteroller, terpenoidler, organosülfür bileşiklerinden oluşan biyoaktif bileşenler içerir. Biyo yararlanım dereceleri farklı olmakla birlikte çoğunlukla düşüktür. İnsan metabolizmasındaki işlevleri henüz net değildir. Fakat fazla miktarda, tek başına veya besinden izole kapsül formda tüketimiyle vücutta olumsuz etkileri olabileceği, bazı besin öğelerinin biyoyararlanımını kısıtlayabildiği için anti-besin maddeleri olarak da anılan bazı bileşenlerin karma bir diyetle ılımlı miktarda alımının sağlığa olumlu etkisi olabileceği de düşünülmektedir. Lektinler hücre büyümesi, hücrenin dış etkenlere karşı korunmasında rol alan bir proteindir. Eritrosit hücrelerinde karbonhidratlara bağlanma yeteneğine sahiptir. Bu nedenle lektine hemaglutinin de denir. Bitki lektinleri en çok tam tahıl ve baklagillerde yoğunlaşır. Sindirime oldukça dirençli o...