Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Beslenme etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Kan analizi: Tıbbi beslenme tedavisi

Vücuda uygun miktarda doğal ( besin ) maddeleri sağlayarak sağlığın sürdürülmesini amaçlayan ortomoleküler (Yunanca: doğru molekül) tedavi öncülerinden biri Masatoshi Kaneko dur. 350 bini aşkın kan veri seti analizi ile belirlediği standardın dışındaki küçük farklılıkların besinsel eksikliklere işaret edebileceğini, kişiselleştirilmiş tıbbi beslenme tedavisinin, hastalıkları önlenme ve tespitinden önce gözden kaçabilen semptomları iyileştirmede etkili olabildiğini, gereksiz ilaç kullanımını azalttığını göstermiştir. Besin ve beslenme tedavisinin klinik önemini araştıran bir çalışmada Dr. Kaneko tekniğinin etkinliği incelendi. Halsizlik şikayeti olan, 19 ila 78 yaş aralığında, 63 erkek toplam 253 hastaya, 3 aylık beslenme tedavisinden önce ve sonra kan tahlili, besin tüketim kaydı ile fiziksel-zihinsel-duygusal sorunları ölçen yaşlanma karşıtı hayat kalitesi anketi yapıldı. Ankette şiddeti iki ve üzeri olan beşten fazla bulgu olması halinde halsizlik olarak değerlendirildi. ...

Bağırsak Beyin: Mikrobiyota nedir ne yapar

Antik Yunanca'da « küçük asa » anlamına gelen bakterilerin çoğunlukta olduğu, ve mantar, arke, virüsleri de içeren mikroorganizma topluluğuna mikrobiyota , mikro biyom yada mikrobiyal ekosistem adı verilir. İnsan mikrobiyotası ilk, anne karnında - doğum sırasında oluşmaya başlayıp yetişkin insanda, insan hücre sayısının 1.3 - 2.2 katına ve 1.5- 2 kilogram ağırlığı ile insan beyni ağırlığına ulaşır. Deri, ağız, burun, solunum sistemi, sindirim sistemi ve ürogenital sistem dahil vücudun iç ve dış bölgelerinde yaygın olarak bulunurken, bağırsak mikrobiyatası insan vücudundaki en kalabalık yerleşim yeridir, bağırsak florası olarak da adlandırılır. Henüz anlaşılamayan yollarla enterik sinir sistemi (ESS) ve merkezi sinir sisteminde (MSS) etkili olan bağırsak mikrobiyatası ; vitamin (B1, B5, B7, B9, B12, K2), nöro transmiter (serotonin, dopamin, GABA), metabolizma ve iştahı düzenleyen kısa zincirli yağ asitleri ( bütirik asit , propionik asit, asetik asit), konjuge lino...

COVID-19: Hastalıkla ilişkili bulunan kriter

Dünya Sağlık Örgütü ( WHO ) tarafından 11 Mart 2020'de küresel salgın ilan edilen yeni koronavirüs hastalığı ( COVID - 19 ) için aşı çalışmaları ve aşıya karşı çelişkili görüşler devam ederken, insanımıza düşen ilk ve öncelikli tedbir kontrollü sosyal hayattır. Pandeminin getirdiği kısıtlamalar alışkanlıkları ve hayat kalitesi n i farklı şekilde etkilemiş olabilir. Fakat pandemi krizi nde süreci kısaltacak başetme yollarıda yok değil. Koronavirüs, diğer viral enfeksiyonlarda olduğu gibi kronik hastalıkların bulunduğu ve bağışıklık sisteminin zayıfladığı durumlarda daha riskli olabiliyor. Bu riskinin azaltılmasında ve bağışıklığı artırmada düzenli orta düzey fiziksel hareket , uygun beslen m e ve kaliteli uyku yu içeren hayat biçimi nin önemli bir rolü olabilir. Koronavirüs salgını içinde yaklaşan ikinci Ramazan ayında orucun , yeterli sıvı alımı, etkili beslenme ve uygun egzersiz ile desteklenmesi bağışıklık sistemini iyileştirebilir . Şuana kadar kanıtlanmış te...

Antibesinler: Neye denir, Yarar ve zararı nedir

Makro - mikro besin öğelerinin yanında bitkiler, kronik hastalık riskinde azalma ile ilişkilendirilen polifenoller , karotenoidler, alkaloidler, fitosteroller, terpenoidler, organosülfür bileşiklerinden oluşan biyoaktif bileşenler içerir. Biyo yararlanım dereceleri farklı olmakla birlikte çoğunlukla düşüktür. İnsan metabolizmasındaki işlevleri henüz net değildir. Fakat fazla miktarda, tek başına veya besinden izole kapsül formda tüketimiyle vücutta olumsuz etkileri olabileceği, bazı besin öğelerinin biyoyararlanımını kısıtlayabildiği için anti-besin maddeleri olarak da anılan bazı bileşenlerin karma bir diyetle ılımlı miktarda alımının sağlığa olumlu etkisi olabileceği de düşünülmektedir. Lektinler hücre büyümesi, hücrenin dış etkenlere karşı korunmasında rol alan bir proteindir. Eritrosit hücrelerinde karbonhidratlara bağlanma yeteneğine sahiptir. Bu nedenle lektine hemaglutinin de denir. Bitki lektinleri en çok tam tahıl ve baklagillerde yoğunlaşır. Sindirime oldukça dirençli o...

Aralıklı açlık: Sağlık etkileri

Uluslararası Hastalık Sınıflama ( ICD-11 ) kılavuzunda 5A00–5D46 kodlu Endokrin, Nutrisyonel ve Metabolik Hastalıklar sınıfında yer alan metabolik sendrom; artmış bel çevresi, yüksek kan basıncı, yüksek trigliserit, düşük HDL, bozulmuş açlık kan şekeri gibi faktörlerden en az üçünü içeren bir modern zaman sağlık sorunudur.  Genetik eğilim bir neden olmakla birlikte, temelinde masabaşı işlerle yaygınlaşan hareketsiz hayat, hazır besin zincirlerine bağımlı ve/ veya gereğinden fazla ve sağlıksız beslenmenin neden olduğu insülin direnci yatar. Bu sorunun önlenmesinde temel yöntem ise stres , si ga ra , al k ol üçlüsünden uzak, fiziksel olarak hareketli ve beslenme düzeninin de planlandığı hayat tarzı değişikliğidir. Toplumda yaygın bazı kanser türlerini de tetikleyebilen metabolik sendromun tedavisinde aralıklı açlık , yararlı bir etki oluşturabilir. Başlangıç ve bitiş zamanına göre aralıklı açlık iki sınıfa ayrılır: Şafakta başlayıp günbatımında biten, çoğunlukla insanların...

Bilinçli yemek: Aralıklı açlık nedir nasıl uygulanır

Son dönemin en çok araştırma yapılan konulardan biri de açlık . Çoğunluğu hayvanlar üzerinde denenmiş olmakla birlikte çalışmaların verdiği sonuçlar açlık hakkında daha olumlu düşünmeye teşvik ediyor. Daha çok insan temelli araştırmaya ihtiyaç olduğu kesin. Fakat eldeki verilerin önemli bir kısmı en basit ifadeyle, aralıklı açlık ile iyileşen insülin duyarlılığı, azalan büyüme horomonu ve insülin benzeri büyüme faktörü 1 ( IGF-1 ) olduğunu gösteriyor. Bu da daha düzenli kan şekeri, daha az yağ tutulumu ve daha az yaşlanma demek aslında. ( farklı sonuçlar: insülin direnci , artan büyüme hormonu ) Aralıklı açlık nedir? Tıpta aralıklı oruç ( intermittent fasting ), dönüşümlü açlık ve zaman kısıtlı açlık gibi türleri olan bilinçli aç kalma hali. Aslında eskiden beri kültürlerin ve çoğu inancın da bir parçası. Türk kültüründe 'azı karar çoğu zarar' deyişi, Japon adalarında 'hara hachi bunme' (腹八分目) yani 'midenin (onda) sekizlik kısmı' olarak tercüm...

Ödem nasıl atılır

Dokularda sıvı birikmesiyle oluşan ödem, periferik olan türünde cilde baskı uygulandığında bir süre çöküp kalan şişliktir. Fazla tuz tüketimi, hareketsizlik, altta yatan bir hastalık, bazı ilaçlar, stres, mens dönemi ( PMS ) ve gebe lik gibi hormonal değişimler, uzun dönem proteinden yetersiz beslenme bu şişliğin nedeni olabilir. Uzun süre inmeyen şişlikte gecikmeden sağlık kuruluşuna başvurmak önemlidir. Nefes almada güçlük, ağrı gibi belirtilerde acil yardım gerekir. En temel tedavi bireye ve mevcut hastalıklarına uygun makro - mikro besin ögeleri ve biyoaktif bileşenleri içeren doğru bir beslenme düzeninin dahil olduğu hayat tarzı değişikliğidir: - Ölçülü ve doğru olmak. Yararlı olanı zararlı yapan miktarıdır. İhtiyaç fazlası olan, yanlış olan bedene maddi ve manevi yük olduğu gibi başka sorunlara da yol açabilir. Bir iki mevsimlik bitkilerin her zaman ulaşılabilir olması talebin yanlış olduğunu gösterir. Daha çok daha büyük ürün hedefiyle ilaçlara boğulmuş, sistemini şa...

Bölüm 5: Proteinler

P rotein organizmanın temelini oluşturan makromoleküldür. 70 kg sağlıklı erişkin bireyin yaklaşık %15 i proteinlerden oluşur.  Proteinler hücrede enzim, hormon, reseptör olarak görev aldığı gibi depo, savunma, taşıma ve kasılma proteinleri de bulunur. Glikoprotein, keratin, kollajen gibi bazı protein tipleri ise yapıya katılır. Genel olarak fibröz ve globüler proteinleri şeklinde iki ana başlıkta incelenir. Fibröz (ipliksi) proteinler: Suda çözünmez ve ince, sarmal zincir görünümlüdür. Çoğunlukla hücre iskeletine katılan yapı proteinleridir. Kas dokusunda bulunan aktin ve miyozin, hücre iskeletinde tübülin, saç, tırnak ve kabukta keratin, deri ve kemikte kollajen, damar ve diğer dokulara esneklik kazandıran elastin fibröz yapıdadır. Örümcek ağı ve ipekböceği kozası da bir fibröz proteindir. Globüler (küresel) proteinler: Biri üzerine katlanıp küme yapmış, küre şeklinde suda çözünür polipeptid gruplarıdır. Enzimler,reseptörler, hormonlar, büyüme faktörleri ve savunma, taşıma...

Bölüm 4: Gen Ekspresyonu ve Protein Sentezi

G en ekspresyonu, genin fenotip (dış görünüş) oluşturarak kendini ifade etmesi demektir ve iki aşamadan oluşur. İlk aşamada çekirdekte bulunan DNA sarmalından mRNA yazılımı (transkripsyon) gerçekleşir. RNA genelde tek zincirlidir. DNA dan farklı olarak timin yerine urasil(U) ve deoksiriboz yerine riboz şekeri bulundurur. Üçlü mRNA kod grubunun ( kodon ) aminoasit dizine çevrimi ve protein üretimi ( translasyon ) ile gen ifadesi oluşur. DNA dan protein oluşturulan bu sürecinin tamamına santral dogma denir. Tek zincirli DNA, çift zincirli RNA Çift Sarmallı RNA ( dsRNA - double-stranded RNA): dsRNA, birbirini tamamlayan ve çift sarmal yapı oluşturan iki RNA zincirinden oluşan bir moleküldür. Çeşitli biyolojik bağlamlarda bulunabilir. Özellikle pek çok virüs, özellikle de RNA genomlarına sahip olanlar (örneğin, Reoviridae familyasındaki bazı virüsler), replikasyon döngüleri sırasında bir ara ürün olarak dsRNA üretir. İnsan hücrelerinde dsRNA, gen ifadesini düzenleyen ...